Aşk Rüyası
Gecenin kara ovasında Yıldız ağacının ışıktan gölgesine yumdum gözlerimi...
Düşümde bir düş sürüsünü güdüyordum. Kavalımın nağmelerini sahiciymiş gibi duyuyordum. Kendi kavalımın metanetiyle göğüs göğüse çarpışarak bir yerlere gidiyordum...
Yolumda mücevher süslü hançer motifleriyle bir sürü yılan desenleriyle süslenmiş çit duvarları vardı.
Ne karışıkmış düşüm!
Kendi düşümün düşüşünde üşümüşüm.
Mış mış da mış mış...
Rüya bu ya!
Arap Ahmet'teymişiz!
Bak!!!
O da oradaymış
Ay yüzlü güleç kişi...
Gerçek olması için yalan ömrümü bir celsede verirdim!
O da orada! Ay'dan aydınlık güleç yüzüyle.
Gözleri beyaz papatyaya konmuş siyah benekli bir çift kelebek...
Saçları kâinat ressamının çizdiği en nadide çiçek...
Dudakları, kıvrımında yağmur sonrası ışıyan gökkuşağındaki bütün renklerin...
Yüzü...
Yüzü...
Nasıl anlatsam da anlatılamayacak kadar güzel bir şeyin güzelliğini ifade edebilsem! Geceleyin yıldızların yoluna diz çöktüğü Ay...
Gündüz üşümüşlerin içini ısıtan sabah güneşi...
Nerede kalmıştık?
Evet...
Rüya bu ya!
O da oradaymış
Ay yüzlü güleç kişi...
Yanımda oturuyormuş. Hemen sol yanımda. Volkan ifrazatıyla yanıp kül olan yüreğimin bir şiir kenarında...
Rüya işte...
Ne söylesem revaymış dinleyene...
Karşımızda Sezai Sarıoğlu ve ekibi.
Türkü kuşatmasında mertçe çarpışan şiir neferleri. Ölü düşman hengâmelerinin hemen yamacında. Cesur, mağrur ve de oldukça dertli...
Gözler sahnede akıp giden çağlayanın dalga köpüklerinde.
Bense bir türkü tutturmuş giderim kendi selimde...
Sanki zaman durmuş. Koca salon bomboşmuş. Yanımda Ay yüzlü güleç kişi. Ben dalmışım! sanmışım! bulanmışım! yanmışım! yaralanmışım...
Rüya bu işte
Ne kadar kanadıysam hepsini içime akıtmışım...
İşi zor bu Ay yüzlü güleç kişinin
Sağ yanında ben! Kırılganlığında buz tutmuş bir göl yatağının çatlamışlığı...
Sol yanında köpüklü dalgalarıyla kaya söken hırçın bir nehir. Peşinde cüssesinden kalın bir gölge gibi hayat, Ay yüzlünün...
İşi zor bu ay yüzlünün işi zor!
Her şey güzel onun gözünde.
Ne var ki yasak elma ağacının meyveleriyiz her birimiz...
Yahu rüya bu!
Elçiye zevâl olur mu? Ben anlatıcıyım!
Dinleyen beri gelsin...
Bak!!!
Tanrının elçisi huzuruna çağırmış beni!
Nurdanlıkların aydınlattığı cennet bahçelerinde kıvrılan yolların ardından, ırmakların fon müziğinde bir makam...
Öyle bir rüya ki bu, tıpkı bir rüya gibi!
Rüya bu ya
Güya
Veya
Ne yaa!!!
Bu benim rüyam! Müdahale etmeyin!
Ne anlatıyordum en son?
Hah!
Derviş ki tanrının elçisi imiş, bana şöyle hitap etmiş;
Ey yüreği köz olmuş ölümlü kişi!
Bu kadar yanmak için niye acele edersin?
Rüya bu ya
Güya
Ben hemen konuya girmişim...
Not: Normalde karşılaşsan kekeme olur konuşamazsın. Sanki çarşıda her gün görüyormuşuz gibi bir de izahat veriyoruz Derviş'e. Haydi hayırlısı bakalım.
Demişim ki;
Ey Erenler! Ben yanmayayım da kimler yansın?
Her şeyimi paylaşırım... Gözümün ferini. Alnımın terini. Yüreğimin yerini. Elimin emeğini. Aşımı yemeğimi...
Her şeyimi paylaşırım!
Zalim de olsa paylaşırım, mazlum da olsa paylaşırım.
Ama ay yüzlü güleç kişiyi nasıl paylaşayım hayatın dünyevi halleriyle?!
Derviş aksakallarını sıvazlayarak ve acıyarak bana seslenmiş;
Ey oğul!
Bir şeyi paylaşabilmen için o şeyin sana ait olması gerekmez mi?
Sen senin olmayanı nasıl başkalarından esirgersin?!
Şimdi rüya bu ya
Güya
Ben biraz kükreyerek erenlere demişim ki;
Eren baba!
Bak!
Ben en zorlu zirvelerden koparak yardan aşağıya yıka döke çığlayan tonlarca karın eriyip karıştığı nehirlerin, ormanların en sote yerinde payıma düşeni kadarıyım.
Ben kendi halinde akışan bir dere yatağıyım. Sularım berrak ve de serindir. İçimde her şekilden çakıl taşlarım, kıvıl kıvıl balıklarım vardır.
Ay yüzlü güleç kişi de mevsimde bir gelip, kıyılarımda dolanırken suyumdan yudum alıp serinleyen, berrak sularımda bana bakıp kendini gören, çakıl taşlarımı kalp şekillerine benzeterek oyunlar oynarken balıklarımla dertleşen, narin ürkek ve orman gözlü bir ceylandır...
Ne var ki orman karanlık sığ ve tehlikelerle doludur. Bazen ava çıkmış çakal sürüleri çamurlu patileriyle girip kirletirler suyumu. Oradan biliyorum.
Sen dersin ki Ceylan suyundan bir yudum içti diye Çakal'a yem olmasın mı? Bu devran böyle dönmesin mi?
Ben derim ceylanıma pençe atacak olan çakalı derinime çeker boğarım!
Anlatabiliyor muyum Erenler?
Anlıyorum dedi.
Ermiş yüzünde, anlayamadığımı anlattığım şeyleri anlamamış bir ifade vardı...
Ey oğul dedi;
( rüya bu ya! Güya adam sükûnetini korumakta. Derviş tabii neticede. Ermişin hali başkadır.)
Peki bizden muradın nedir?
Derin bir iç çektim rüyanın en hüzün kokan yerinde ve dedim ki;
Ey Erenler
Dilimde bir mühür var
Derdimi söyleyemem
Sözlerim yankısız zindanlarda mahpus
Bin kırbaç yesem de
Aman dileyemem
Susmalarım son söze mahsus
Türkülerim
Teli kopuk sazların salkımında
Şiirlerim pusulasız yollara revan
Odur ki hâlim
Dil çaresiz
Gözlerim de mühürlü
Güneşe kör olmak evladır
Gözlerine bakamamaktan
Bir güzeller güzelinin
Karanlıkların uçurum boylarında
Yüreğine sığmaz bir tay gibi
Dellenmem bundandır
Odur ki hâlim
Göz çaresiz
Ellerimde mühür var
Yazı tutmaz
Şiir dökmez
Uzanıp da cesaretin deminde
Ellerine dokunamamak sürgünü
Bir güzeller güzelinin
Nasırların çürüttüğü yaraları
İflah olmaz
Kalemi kırık
İnfazı buruk
Odur ki hâlim
El çaresiz
Muradımı sorarsan
Ben en derin kesiklerine
Yüreğimdeki uçurumların
Ateşte kavrulmuş tuz basmışım
Yaram yar olmuş
Yaralanmışım
Zamana kudretin var mıdır?
Cemalin akreple yelkovana hünkâr mıdır?
Bir aşk öncesine alsan anlardan o ânı
Silkelerdim keşkeler ağacımın
Bütün kurumuş dallarını
Odur ki hâlim
Aşk çaresiz
....
Sonra bir baktım üzüntüden bütün sakalları dökülmüş bir şekilde belirdi karşımda Erenler.
Eyyy oğuuuul dedi.
Allah yardımcın olsuuuuun! Allah yardımcın olsun.
Tam o sırada uyanmışım...
Rüya işte.
Aşk rüyası.
Aşk adına sevda adına rüya görmek ne kadar güzel ve yaşadıklarını yazıya dökmek kutlarım İsmail bey içtenlikle...👍
Saygıdeğer Ahmet ağabeyim,
Her zamanki gibi destek veren samimi yorumunuz için çok çok teşekkür ederim.
Yüreğimiz söylein kalemimiz yazsın diyorum.
En kalbi duygularımla selamlıyor, esenlikler diliyorum.
Tebrikler İsmail Bey gerçekten kutlarım,candan kutlarım...Ne mükemmel bir anlatım ve güzel,temiz duygular gönlünüze sağlık.. Selamlar.. 👍👍
Çok çok teşekkür ederim Birgül hanım,
Özellikle hayatın sırrını yani aşkı çözebilen insanların beğenisi benim için çok değerli!
Saygılarımla.
Rüya işte.
Aşk rüyası.😙👍
Öykünün finalini bir güzel şiir le bitirmesi daha da güzel yapmış .. Kaleme hükmetmek kolay değildir böyle güzel eserleri okumadan geçemiyorum ama nasıl olmuşta bu gözümden kaçmış..
İsmailim baştan sona su gibi akıcı ve okuyucuyu kendine bağlayan bir öykü yazmışsın kutlarım..
zevkle okudum tekrar tekrar kutlarım...🤐😙🤐
Rüyanın adı aşk olsun ...yeter ki....))))