Çocuk İstismarı
Çocuğa yapılan şiddet ve istismara karşı durmak hepimizin görevidir. Çocuklarını döven ebeveynler, öğretmenler, ucuz emek olduğu için çocukları çalıştıran iş veren, onları çalışmak zorunda bırakan sosyallikten uzak devlet. Çocuk yaşta töre saçmalığı adı altında evlenmeye zorlanan, koca koca adamlara satılan çocuk 'kadınlar' ve yine bu insanları ciddi bir bilimsel çalışma ile eğitmeyen, cezai yaptırım uygulamayan devlet. Listeyi daha da uzatabiliriz.
En acısı; düşünmekten bile korktuğum; şu an, hatta şu saniye bile istismara uğran çocuklar, çocuk seks köleleri.
Çocuklar, istatistiklere göre, büyük hem de çok büyük bir oranla erkekler tarafından istismara uğruyor. Hani cinsel iştahlarını kabartmamak için kafamızı kapatmamız gereken cinsiyet. Bir çocuk, koca bir adamın iştahını nasıl kabartıyor peki? 17 aylık bebeğe tecavüz, kendi öz kızına, oğluna, torununa tecavüz. Bu istismarcıların büyük çoğunluğu kendileri de küçükken istismara uğramış kişiler. Maalesef bir gerçek de çocuk istismarının tüm dünyada büyük bir sektör oluşu. Peki Google arama motorunda çocuk pornosunu tıklayan ülkelerin başında geldiğimizi biliyor muydunuz?
Çocuğunu herkesten ilk önce anne korur, korumalıdır da. Çocuğun istismara uğradığını hissetmek, anlamak ve bunu çocuğu korkutmadan ona düzgün bir yolla söyletmek her iki ebeveyne düşer.
Eğer çocuklarınız dostunuzu, akrabanızı öpmek ya da kendini öptürmek istemiyorsa buna çocuğu zorlamayın. 'Hayır' deme iradesini kırmayın. Unutmayın ki çocuk istismarı genelde çocukların yakın akrabaları, ailenin yakın dostları, arkadaşlarının ebeveynleri, tanıdık bakkal amca ya da komşulardan geliyor. Bu demek değildir elbet, etrafımızdaki herkes potansiyel çocuk istismarcısı. Ama çocuk yarın öbür gün bir şekilde bir istismarcı ile karşılaştığında, onda kırdığınız 'hayır' iradesi ile belki bu sefer yapılana hayır demesi gerektiğini bilmeyecek. Karşı koymaması gerektiğini düşünüp, sizin daha önce kızdığınızı hatırlayıp ve farkına bile varmadan, istismara uğrayacak.
O daha çok küçükken çocuğunuzun hem konuşma hem davranış dilini öğrenmeye çalışın. Çocuğunuzla hep konuşun ve onu rahatsız etmeden sorgulayın. Direkt sorulardan kaçının. Lütfen bu konuda daha neler yapmanız gerektiği hususunda kendinizi bilgilendirin.
Bir acı gerçek daha ülkemizde istismara uğrayan çocukların adalet tarafından korunmadığı. Adli kurumlarda, cehalet katranına bulanmış insancıkların, çocuklara bilimsel olmayan soruları ve uygulamaları ile, yaşadıkları acıyı kat be kat çoğaltan görevlilere ve bu insanları oraya atayan zihniyetlere ne demeli? Yazacak ya da kusacak ne çok şey var bu konuyla ilgili.
Söz konusu çocuksa; o çocuğun kimden doğduğu, babasının kim olduğu önemli değildir. Çocuklar hepimizin çocuğudur. Onların üzerindeki pis elleri ve nefesleri çekmek herkesin görevidir. Devletin görevi de bu insanlara layık olduğu cezaları vermek, şartlı tahliyesiz ve afsız ağır cezalarla hapishaneye atmak, bir şekilde cezaları bittiğinde bu kişileri dışarıda gözetim altında tutmaktır. Bunu yapan kişilerin ağır hasta olduğunu kabullenmek ve ceza süreleri boyunca bu hasta suçluların psikiyatristlerce tedavi edilmelerini sağlamaktır. Mahkemelerde ve adli tıp kurumunda çocuk psikiyatristlerinin yeterli sayıda bulunması ve onların bilimsel gözcülüğü altında çocuğa yardım eli uzatılmalıdır.
İnsan hakları ve demokrasi hepimizin savunduğudur. Ama söz konusu çocuğa istismar ve istismarı yapan kişinin hakkı hukukuysa; bu hak ve hukuk taciz edilen çocuk ya da çocukların üstünde olmamalıdır. Herkesi bu konuda duyarlı ve bilinçli olmaya davet ediyorum.
Söz konusu çocuksa; devletin tüm imkanlarını daha çok seferber etmesi, bu konuda ciddi eğitim çalışmaları yapması, cezaların artırılması, töre altında çocuk satışlarının, evliliklerinin büyük bir insanlık suçu ve çocuk istismarı olduğu kabullenilmesi ve kabul ettirmesi gerekir. Bu konuda her hangi bir adım atarken de; bunu sıradan memurlarla değil; mahkemeden adli tıpa kadar pek çok birimde doktorlarla, çocuk psikologları ve bu konuda özel eğitim almış insanlarla yapmaları gerekir.
Çocuk istismarına dur demek için sesimizi yükseltelim.
Veysel Bey, değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Benim anlamadığım bu sözüm ona din okullarındaki bunca istismara rağmen neden hala ebeveynler yollarlar evlatlarını. Ve ayrıca ikinci paragrafta bahsettiğiniz olay benim yazımda "en korkuncu" diye tabir ettiğim olaydır. Yani pedofili bile değilken adam, o toplumun "kültürü" ya da "alışkanlığı "ya da adı her ne ise, bu tip sapıklıklara yönelmesi .buda maalesef "ben yapmasam başkası yapacak" zihniyeti. İnanılmaz bir şey. Beynim almıyor inanın. Cinselliğin bir şekilde yaşatılması gerek böyle ufak toplumlarda yoksa bu insanlıktan çıkmalar maalesef çocuğa , hayvana ve kedi hemcinsine yöneliyor. Ha bu nasl olur, o da sosyologların çözüm bulması gereken bir şey. Dedim ya söz konusu çocuksa ben başka bir şeyi onun üstüne koyamıyorum. Desteğinize teşekkürler. Saygıyla.