Michael Jackson Adında Bir Çocuk.
Michael Jackson'un ölümünü, geceyarısı dolaylarında CNN Live' dan öğrendiğimde çok üzüldüm. Yaşadığımız yüzyıla göre henüz genç sayılan bir yaştaydı.
İçimde sanki hiç büyümemiş ve hiç yaşamamış bir çocuğun ölümünde duyulabilecek bir acı duydum.
Bu bir yetişkinin, değil de hüzünlü, hasta bir çocuğun ölümü gibiydi.
Ayrıca, aynı yaş aralığında olduğumuzdan, bizim kuşağın, acılarını iyi bildiğimden, şan, şöhret ve para içinde yaşamasına rağmen, onun acılarını da anlayabilmiştim.
Çünkü, kazandığı bu büyük şöhret ve paralar, onun hiç yaşayamadığı, sonsuza kadar kaybettiğini bildiği halde, muhteşem malikanelerinde yaptırdığı lunaparklarda ve çocuk arkadaşlarda aradığı yitik çocukluğunu hiçbir zaman geri getirmeyecekti.
Karşıdan, beyazlığa özenen, çocuk tacizcisi gibi görünen, ama aleyhinde açılan bu tür davaların hepsinden, ABD gibi bir ülkede beraat eden, bu şöhretli adam, bir tacizci değil.Kayıp bir çocuktu.
Çok küçük yaşta sahneye çıkan Michael Jackson çocukluğuyla ilgili olarak bir belgesel programına şöyle konuşmuştu; "Benim gibi beş yaşından itibaren yüz milyonlarca insanın önünde büyürseniz, otomatik olarak herkesten farklı olursunuz. Çocukluğumu hiç yaşamadım. Benimki, normal bir çocukluk olmadı. Çocukluğumun tadını alamadım. Çocukluğuma çok çalışma, mücadele ve acılar hakim oldu. Daha sonraki yıllarda hem maddi hem de mesleki başarıya ulaştım. Fakat çok ağır bir bedel ödedim ve yaşamımın o dönemini yeniden yaratamam."
İşte, bu bir paragraflık açıklama, onun bütün yaşamının şifresini içermiyor mu?
Belki Michael şimdi, uzak bir alemde siyah küçük bir çocuk olarak, lunaparkta arkadaşlarıyla doyasıya oynarken, Billie Jean'i söyleyerek, moonwalk dansı yapıyordur kim bilebilir?
Burak'cım Michael müslüman değilse onu daha az mı? seveceksin. İnsanların inançları kendilerini bağlar değil mi? hoşçakal.