Nebile Aydın'dan "Oğluma"
Renklere bölmüştüm hayatı, hala renk satıyorum, cicili bicili yarınlara giydirsin diye anneler...
Sarı geldi ilkin, sonra beyaz, şansa bak dedim
Papatya bu...
Yıldızdan indin mi aşağıya, hep sola dönerdi yolum, Çırağan ellerinde hayatın en anlamlı nameleri sunuyordu.
Deniz sen olmuştun, Ortaköy'de ayaküstü tost lezzeti çaya kan, bana can oluyordu.
Sinemin ateş parçası;
Altı üstü küsur hesabı ile on beş yılı devirmiş nefes almaların,
Sakin zamanlarımın içimi acıtan en yoğun olgusu da şu Amerika gitmelerin,
Üstüne ekledin bir de dev adam kıvamını,
'Step, ribaunt, turnike ver elini Nebile,
bayılıyorum şu tepemden bakıp da annem demelerine'
Napalım boy konusu ayrı mevzu olsun kızıyorum biliyorsun.
Şunu şurasında nasıl büyüyorsa ellerin hayata tutunarak, bende yüreğimi kalem ve seninle
soğutuyorum.
Bazen okul kavgalarına, bazen gönül yaralarına içlenirdim en çok...
Bir de şu fenci Rezzan'a...
Oğlumsun, bensin, benimsin.
Yazıyor ve yaşıyorsam, aşkın ilk eksik hâlini sarı saçlarında okudum,
Bunu tarifi yok inan yavrucuğum.
Kınalı bir yürek sahibi ile yaşam birlikteliğini görmekten başka bir arzum yok.
Yiğit çocuk;
'biriktir gözlerinde sevdayı
Gün al olsun,
Sen;
Umudun diğer adı'
Şiirsin sen, kalem,kağıt ve ak kağıda ilk satırın düşmesi gibi
İlk göz ağrısı
Anneyim ben her noktasında hayata virgülü çentik eden
Gözlerinden öperim,
Sevgiyle kal...
'Step, ribaunt, turnike ver elini Nebile, bayılıyorum şu tepemden bakıp da annem demelerine'
Ne düşündüysen ne düşlediysen ulaşılamıyacak gibi görünüyor.
Çok güzel bir mektup.
çok geç okunmuş bir mektup oldu kendi açımdan ama bu tadı aldım ya o bile yeter ne güzel cümlelerdi onlar öylee...👍
offffffffffff özlemişim yine okudum yine ağladım yaaaa😭😭😭😭