Ölçülü Tenakuz (Pascal'ın Vecizesi Üstüne)
Asıllarına hayranlık duymadığımız şeylerin benzerlerine hayranlık duymamıza yol açan resim ne boş şeydir. (Pascal)
Ölçülü Tenakuz
Filozofun mahdut zamanlara sığmıyor. Bir filozofu anlayıp yorumlayabilmek, söz konusu bilgicin hayat ve düşünce sistemi bakımından noksansız bir bilgiyle muhtemeldir. Pascal kalın muhafazakâr. Matematikçi, fizikçi ve teolog...
Onun dine teslimiyetini kendisinin şu anekdotuyla açıklayabiliriz :" Bana filozofların değil, peygamberlerin haber verdiği Tanrı gerek". Pascal, sözünde, insanların kozmosu orijinal haliyle benimsemediklerinden mütevellit; resim sanatında insanlara hikmeti ve gerçeği yansıtacak bir realitenin bulunduğunun bir yanılgıdan ibaret olduğunu savunmuştur.
İnsanların elmayı dalından koparmasının yerine resimlerde duyduğu hayranlığın ne denli beyhude anlam ifade ettiğini kavramış ve bu gerçeği belâgat etme ihtiyacı duymuştur. Pascal kelamındaki çok yönlülüğünden dolayı bizi kesin bir fikir istikâmetine götürmüyor.
"Socrates'in Savunması" adında bir prospektüs var ve yaklaşık kırk sayfa. Yazarı ise Guardini. Broşürdeki yargı şu: resim asla bir sanat dalı olamaz. Binaenaleyh tabloda resmedilen mekânın öteberisinin, resmi inceleyenle visal etmesi nâmümkün. Yani resim, bir evin odasını gösterse salon yetim kalır, bir evi dıştan gösterse o evin içini göremeyiz.
Guardini bu bilgiler mucibince ele aldığı konuyu anlatıyor. Asıllarına riayet edilmeyenlerin, sahtelerine karşı oluşan meftunluğun bir başka açıdan yergisi.
Çağımız(günümüz değil) insanının sosyal vaziyeti kendini doğadan ırak kılıyor. Resimlerle doymayacak iştah, sanat bazında ele alınırsa bu ufku bir nebze olsun işaret ediyor.
Pascal'ın vecizesi topluma ettiği sitemden ötürü. Pascal özge cümlesinde şöyle bahsediyor " kendi çizdikleri resimlerden korkan çocuklar" . Hepimizin ezberinde " kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğredik de bir şeyi unuttuk: insan olmayı". Pascal doğallığın arka plana itildiği her türlü -sanatkârane olsa bile- aktiviteyi boş iş olarak görüp topluma bu bilinci telkin ediyor.
Meseleyi şu rüyette yorumlayalım;
Mademki diyor üstat: ne boş iştir. Resim doğanın yansıması, yani insanın Tanrı'dan aldığı ilhamı bir kâğıt üzerine yansıtması... Yine Tanrı'ya tanıklık eden bu tezahür Pascal'ın bir tenakuz içinde bulunduğunun ispatı. Müzik olsun, şiir olsun bunların hepsi tabiat yansımaları insan için. İlhâmını doğadan alır sanatçı. Sanatla mutabakatı olan insan, kendi çapınca Tanrı.
Önceki zamanlarda bir şiirimde " Bâtıl tarafım kul oldu Hakka" derken de bundan bahsetmiştim. Büyük fikir işçilerimizden Cemil Meriç "yaratan yaşayamaz, yaşayan da yaratamaz" diyor. Membaından alınan o elma, o ayva yahut gökyüzü olmadı rüzgâr. Hep bir gerçekliğe dalalet ediyor.
Değirmenin suyunu biraz değiştirelim.
Pascal'ın inkisarı topluma. Pascal'ın sözü, söz sanatlarımızdan Hüsnü Talil ile berkitilebilir. Hüsnü Talil güzel nedene bağlama söz sanatı edebiyatta. Meselâ Fuzuli günümüz Türkçesiyle şöyle diyor:
'Ben ağladım diye bulandı bu akarsular'
(yani baharın gelmesiyle fiziksel bir oluşum neticesinde bulanan suları kendi gözyaşlarına bağlıyor)
Bir başka örnekte ise;
"Su senin yolunu bulmak için yıllardır başını taştan taşa vurur gider"
Hiçbir bilim adamı suyun hareketinin bu sebeple olduğunu / olmadığını açıklayamaz. Sizce de öyle değil mi?
Pascal, " koskoca bir gerçeği mütemayiz kılmak için, küçük bir yalan söyleyen dehadır!"
Sözün özü budur. Sanatı yaratan da Tanrı'dır. Sanatçıyı var eden de. Modern dünyada dinin çıkmazlardan alıkoyması teslimiyet kavramından gelir. Bu teslimiyetin ifadesi de felsefedir, sanattır, bilimdir...
02.03.2010
Ah ya ahh yani ben şimdi bu yazı için ne demeliyim ki.🙂 Mücahid'in bir konuyu irdelemesi ve de sunması konusunda hayranlığım zaten belli.
Ancak
Sözkonusu resim ise ve resim sanatına olan yaklaşım içeriyorsa söyleyecek çok sözüm olur. Ki resim sanatının felsefesini yaparım. Copy paste alıntılar değil sanat felsefesi anlamında çatır çatır kavgasını bile yaparım. Bir kere sorun şurda: pascal gibi bir teoloğun yaratıcıdan başka sanatçı tanımaması ve de yaratıcının temasını kopya edenlere taklitçi gözüyle bakması (sanatçılara) çok normal. Çünkü onun yaklaşımıyla elbetteki değil resim bugün şiir müzik gibi bir çok sanat alanını da inkar edebiliriz. Neden? Çünkü dünyanın kendisi eserken, eserden kopya eserler çıkarmak orjinalliğe aykırı olduğundan burada bir sanattan söz edilmez.
Fakat
biliyoruz ki bir başka dünya yok. Ve insan Tanrı'dan aldığı ilhamı (yaratma) yine bu dünya içinde işlevseleştirmektedir, ki başka yol da yok. Bu nedenle Hatta daha çok detaylı irdeleyebilirim ama şu yorum penceresinde ve de akşamın dar vaktinde ancak bu kadar dile getirdim.
Sanat konuşmak ne güzel sayfanda Mücahid.🙂
Bu nedenle Pascal'ın resim sanatıyla ilgili söylediklerine karşı çıkıyorum. 🙂
Değerli Mücahid,
Güzel bir emek, vukufiyeti içinde kotarılmış oldukça verimli analizleri ve kendi uslüp kanıtları olan verimli bir çalışma yapılmış.
Olması gereken ediplikler gözetilmiş, deneme gibi deneme ; makale gibi makale olmuş.
Konuya nerden ve nasıl başlayacağını bilmeyenlere abuk sabuk işe yaramazları makale diye yazanlara ithaf olunur.
Bu beceriniz, makale konusunu doğru, bulduğumu ya da aykırı bulduğumu göstermez.
Dil konusu benim hassasiyetim içine girmez. Dili olmayan yazılar da konuşamaz. Bilmediğim bir şey varsa ahkam kesmektense öğrenirim. Kişi uzağında kladığı ufukların eleştirisine dilin ağırlığından başlar! (olasıdır) Belli ki dili uygun olanları da okuya okuya pek bir şey de olamamıştır! Kuşkusuz ki, kişi kendi öğrenme kalıpları ile öğrnir ve olanca ortak dille bunları, o terminolojinin ortak dili ile yansıtır.
Her konu sizin (okur eleştirmenin) 300 kelimelik dağarcığınıza göre anlatılmaz ki? Özelleştikçe genelliğinizi (evrenselliğinizi) yitirirsiniz büyüyemez anlaşamaz, evrensel de düşünemezsiniz. Bu kendi kusurlarımızın yokluğu anlamına da gelmemelidir.
Yazının içeriğine değinmeyeceğim.
Mutlulukla...