Sana

Sana;

Mağrur ve öfkeliydi yağmur, sanki dokunsan, ak sayfaya,
Güneşe hasret adın yazılıyordu.

Biliyorum, her bir dalında, yemişler veren ve parmak uçlarında
en sihirli hali ile soluğuna can katan yüreğin üstesinden gelecek
bu amansız ayrı düşmenin.

Ne yar kokusu, ne de en sevdiğin erguvan açımı çiçekler var bu sokakta,
Öyle kendinden muzdarip, tarihin kasvetinde, her gün batımı eksiliyor,

Ne keder be...

Yazıyorum, satırlarımın içinde; kah narin dalgaları ile küçümen Marmara,kah asi yönünü sana Borçlu bir Karadeniz var.
Ne bileyim, dilime pelesenk olmuş işte ruhunun kuyularında dolanmak, yok öyle süslü beyin icatlarıyla kafiyede resmetmek yüzünü, gülüşünü.

Hatırlıyorum, bir şemsiye açımı uzaktaydın, masa kenarını süslemişti kabartma
Kalpten çizgiler, karıştıkça çay, zerk edildi beynime tümceler,
Doğru, bu yorgunluk alır seni, hani şair; kül olup yanmaktan
Sarsmaktan bahsetmişti hayatı,sarsılıyorum dünden öte ,yarından sona...

Ela'nın la hali;
Bir kent ölür kalırım burada bir başına, ay ışığında mehtabı balıkçı ağlarına serer gibi sevdim seni.

Ah bu aymaz satırların ela gözlü güzeli, teslim ediyorum sana mektuplarla,
Karşı konulmaz heyecanları

Utanmam

Gocunmam

Şairim ben,

?sırtımı sırtına
kalbimi kalbine?

gözlerin ömrüme...

yürekçe selam ile

Sevgiyle kal...

05 Temmuz 2009 1-2 dakika 21 denemesi var.
Yorumlar (26)
  • 15 yıl önce

    Ne varsa hayata dair..Hepsi cümleler içinde göz kırpıyor okuyucuya..Mest ediyor..

    Kalbinizde filizlenenleri usulca teslim ettiniz ruhumuza..

    Renk tattınız.. Ne iyi yaptınız..

    nazarboncuklarımla..