Smyrna & İzmir
Tarih 15 Mayıs 1919 yer konak meydanı...
Emperyalist ülkeler, İtalya gibi büyük bir devlete İzmir`i kaptırmaktansa, Yunanistan gibi kendi isteklerini rahatça yaptırabilecekleri küçük bir devletin İzmir`i işgalini uygun gördü. Yine aynı tarih 15 Mayıs 1919 de Ulusal Kurtuluşun ilk kıvılcımı İngiltere başta olmak üzere sömürgeci güçlerin çıkarlarını savunması için Anadolu`ya gönderilen Yunan askerlerince işgal edilen İzmir`de başladı...
İngiltere, Fransa, Amerika gibi sömürgeci ülkeler sanki kendi topraklarıymış gibi İzmir`i Yunan`a hediye ettiler. Yunanistan, hediye edilen en kıskandıkları toprak; İzmir olunca bu fırsatı asla kaçıramazdı elbet. Yunanlılar, çok uzun yıllardır bu topraklarda kurmayı hayal ettikleri İyonya (Ionia) Devletinin gerçekleşeceği düşüncesine kapılmışlardı çoktan. Ve çok geçmeden işgalci kuvvetler, hain planlarını gerçekleştirmek için işe koyuldular....
İzmir' de Hasan Tahsin adında bir gazeteci vardı. Vatanı, milleti uğruna her şeyi yapabilecek, yüksek karakterde bir vatanperverdi. Yüreğinde taşıdığı vatan aşkıyla Hasan Tahsin, 15 Mayıs`ta Yunalıların İzmir`i işgaline seyirci kalamayarak, Yunan askerlerine silahlı bir saldırıda bulundu. Özgürlük için sıkılan o ilk kurşunla, düşmanın bayraktarını öldürdü ve aynı anda şehit edildi bu kahraman vatan neferi.
İlk kurşundu bu...
//Şimdi Hasan Tahsin`in mezarı hala bilinmemektedir. Simgesel olarak Konak Meydanı`nda güvercinlerin arasında İzmir ve İzmirlilerle//
15 Mayıs`ta başlayan bu işgal, 1243 gün sürdü. Tam 1243 gün işgal altında kaldı İzmir...
Tarih 9 Eylül 1922...
İşgal sona erdi. Düşmandan temizlendi mukaddes topraklar. Yunan askerleri denize döküldü İzmir`de. 9 Eylül 1922 yalnızca İzmir' in değil Türkiye` nin de Kurtuluş günüydü. Emperyalizme karşı ilk ulusal bağımsızlık savaşının zaferle sonlanmasıyla çağdaş, demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti`nin kuruluş sürecinin başlangıç tarihidir çünkü 9 Eylül 1922...
Mustafa Kemal`in 26 Ağustos 1922`de başlattığı Büyük Taarruz`un hedef noktası İzmir`di. Ulu önderin 1 Eylül 1922`de
"Ordular ilk hedefiniz Akdeniz`dir ileri!" derken bahsettiği Akdeniz, İzmir`di.
Mustafa Kemal, Erzurum`dan itibaren askeri stratejisini İzmir`İn kurtuluşuna göre planladı. Bu zafer Lozan`ı getirirken Mustafa Kemal`e çağdaş ve uygarlığın değerleriyle donatılmış bağımsız Türkiye`yi kurma yolunu açtı...
9 Eylül`de kurtulmasına kurtuldu ama, düşman İzmir`i ateşe vermeden, kaçarken de bu eşsiz çiçeğe zarar vermeden terk etmedi bu toprakları. Acımadan yaktılar İzmir`i. İlk yanışı değildi elbet. Tarih boyunca defalarca yandı İzmir. Her defasında küllerinden yeniden doğmasını bildi. Bu seferde küllerinden doğmasını bilecekti eskisinden daha da güçlü bir şekilde hatta. Çünkü o İzmir`di...
İzmir`in Türk tarihindeki yeri eşsizdir. Milli Mücadelede düşmana hüzünle başlayan bir heyecanla ilk kurşunun atıldığı ve sevinçle başlayan bir heyecanla son kurşunun atıldığı şehirdir İzmir. Çağdaşlığın, demokrasinin, barışın, laikliğin kalesi, özgürlüğün en çok hissedildiği yerdir İzmir. Türkiye' nin Özgürlük ve bağımsızlığını dünyaya duyuran destanımızın simge kentidir İzmir...
Kimi kez şımartılmış bir sevgilidir İzmir. Kimin sevgilisi? İzmirlilerin sevgilisi. Anadolu`nun Batıya açılan kapısıdır. Ege`nin incisi. Atatürk`ün eşinin memleketi, anacığının kabrinin olduğu şehir, Ata`nın hayatındaki en önemli şehirlerdendir İzmir.
Çoğu kez niye olduğu bilinmeyen bir iş çekiştir İzmir. Kafası her zaman bozuk. Her zaman isyankar, başına buyruktur çünkü asidir.
İzmir //Bir delikanlının dünyaya hayatı öğretmesidir//
Birçok şaire ilham veren, yüzlerce şiirde konu edilen şiir gibi bir kenttir İzmir. Doğunun en batısı, batının en doğusu, denizin en çok yakıştığı bir sahil güzelidir İzmir.
//İnsan bildiği kadar düşünür, düşündüğü kadar sever bir ülkeyi//
der atalarımız. Ne kadar da doğru!
//Denizlerin arasından ışıldayan İzmir bir güneştir//
der Viktor Hugo.
Ne kadarda doğru söylemiş şair İzmir`i hiç görmeden yazdığı bu şiirinde...
//Gök kubbenin altındaki en güzel şehirdir İzmir//
der Homeros. O da haklı güzelleştirilmeye gerek duymayan bu güzel şehrin doğallığını dillendirirken..
//Dört nala gelip Uzak Asya`dan Akdeniz`e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim//
der Hasan Tahsin gibi vatansever olan şair Nazım Hikmet. Bilirsiniz, sonraları Nazım Hikmet`i vatan haini ilan ettiler ve bu sözü eden vatanperveri vatanından kopardılar, sürdüler başkalarının vatanına. Hak ediyor muydu peki vatan haini damgasını? Hayır, kesinlikle hayır. Hele de ülkede bir sürü vatan haini hüküm sürerken...
İzmir`in hikayesi ne kadarda güzeldir, bilir misiniz? Her aklıma geldiğinde İzmir`imi yaşatıyorum her defasında kendi içimde...
//Kadifekale sırtlarında bir çocuk gelmiş denizin kıyısına. Çok yorgunmuş, uykuya dalmış. İki su perisi girmiş düşüne 'burada İzmir`i kur ' demişler.
Yapmış gereğini, düşlere saygı varmış o günlerde. Ne mutlu dünkü çocuk Büyük İskender`e....
Teşekkürler Büyük İskender bize İzmir`i verdiğin için.
Teşekkürler bu topraklar için can veren askerler bize yaşanacak bir memleket bıraktığınız için.
Ve teşekkürler Mustafa Kemal ATATÜRK bizi yeniden özgürlüğümüze kavuşturduğun için...
...................... //İyonya' nın güzel çiçeği İzmir, Yunan`ın hayali İzmir, Türk'lerindir.//...............
MART 2009
S.Hisar/İZMİR
[email protected].?~~
İzmir ile iliglil bir kaç tane şiirim olmasına rağmen bazı şeyleri az önce bu denemeden öğrendim... Güzel yazılmış bir metin doğrusu. Evet izmir de bu vatanın malıdır. Bu vatanın toprağıdır... Son Türk evladı kalana kadar son damla kan akana kadar ne izmir ne de memleketimin herhangi bir güzide toprağı kimseye verilemez. Verilmesi düşünülemez... Gavur Izmır soylencesinin siyaset dedikoducuları tarafından ortaya çıkarılmasının tek nedeni güzelim izmir i Türkiye den ayırmaya çalışmaktır..... Buna izin vermeyeceğiz, vermeyiz...
sevgilerle,
cysusuf
ben bu topraklarda doğmadım ama 23 yıldır burda yaşıyorum. bir yanım nasıl karadeniz diyorsa bir yanımda ege diyor benim. ne özümü ne de bu şehrin üzerindeki hakkı unutmam ben. bu yüzden gavur izmir dendiği her an izmir gibi alındım ben. dili dini ırkı olanlar insanlar şehirler değildir. ve ülkeyi bökmek izmiri bu vatandan ayırmak iççin söylenen haince profagandaların hiç birine boyun eğmeyecek kadar asildir izmir asildir gerçek izmirliler.
Yazının sahibi; şahsına ve yazına hitaben yazmak yerine, genel olarak şahsi fikirlerimi ortaya koymama rağmen, yazdıklarımı kişiselleştirerek gardını almış olman düşüncelerimin doğruluğunun en büyük ispatıdır.
Ayrıca izmir için 'laikliğin, özgürlüğün kalesi' ifadesinin 'gavur izmir' ifadesinden, bölücülük anlamında en ufak bir farkı yoktur. Ben de izmirde doğup büyümüş, sonuna kadar laik, sonuna kadar cumhuriyrtçi bir Türk genci olarak bir takım istatistiksel gerçeklerin farkındayım. Ama bu farkındalığım asla izmir için 'laikliğin özgürlüğün sembolüdür' diyerek Mustafa Kemal'in de dediği gibi harici bedhahların birlik beraberliğimize soktukları nifaka alet olacağım anlamına gelmiyor. Millet olma bilinci tek bir kana sahip insanlardan millet oluşturmak değil, yalnız bir bayrak altında toplanabilmektir. Ama hala Türk milleti içinde bir tane bile safkan Türk yaşadığına inanan varsa bu yazdıklarımın tek kelimesi onlar için bir anlam ifade etmeyecektir. Ne olursa olsun Türk, önderimizin de dediği gibi köken gözetmeksizin 'Türküm' diyebilmektir. Ayrıca önderimizin ilkelerine bağlılık, laiklik birtek izmire mahsus gibi cümleler sarfederek gerikalan topraklarımızı bu ilkelerden yoksun gös
Ayrıca önderimizin ilkelerine bağlılık, laiklik birtek izmire mahsus gibi cümleler sarfederek gerikalan topraklarımızı bu ilkelerden yoksun göstererek milliyetçilik ilkesine ters düşmek olamaz.
Ben izmirli bir genç olarak, izmirime dil uzatacak olanı karşıma beklediğim gibi bir Türk genci olarak Diyerbakırıma, Hakkireme, Ankarama, Gümüşhaneme laf atacak olanı da karşıma beklerim. Ben gavur izmir diyenlere 'hoop' dediğim gibi İzmir özgürlüğün kalesi diyenlere de 'hoop' diyorum.
Diyebilenlere...
Erdem BOZKURT
Şair benim senin yazdıklarına bir lafım yok. Doğru söylüyorsun. Yazarak da bana gerçekleri göstermek istediğini biliyorum. Ve ben de senin kadar gerçekleri biliyorum. Ama ben yazdığın tek kelimeye bile kırılmadım, içinde yazan cümlelerin zerresini bile aslında üstüme alınmadım. Yalnızca yaptığın yorumun devamının gelmesini sağladım. ben senin bu yazıya yorum yapmana kırıldım, bu yazıya değil de başka bir yazıya da olsa aynı tepki oluşacaktı ben de. bir şekilde kırgınlığımı, yazının anlamı içinde dile getirip, sözlerin tersinde bir ifadeyle karşılık verdim, anla diye. Bu yazıyı yazarken de böyle düşündüğünü bilen bir insan olarak, bilerek böyle yazdım. Anlayacağın sana verdiğim tepki yalnızca psikolojik yansıtma. Ve yalnızca bir konu da söylenebilecek sözleri bambaşka bir konu da dile getirip sözcüklerde bencillik yaptım. Ben seni biliyorum, sen beni. Bunları bana mı söylüyorsun. Kime neyin ispatını yapıyorum ki ? yorumda yazıklarınla zaten ben fikirlerimde özeleştiri yaptım...öğreneceğimi de anlayacağımı da anladım...yine de göstermeye çalıştığın gerçekler için sağol... Burada bunları belirtmekse umrumda bile değil, sen istedin... Ve senin de dediğin gibi â??cesur olmadığın sürece kimseye haklılığını ispat ettiremezsin...'