Türban ve nefs'e hakimiyet
Kimliğimde İslam yazar, İslam yazmasına da bir itirazım yok. İtiraz noktam islam'ın algılanışı ve anlamlandırılmasına. Peçesi ile girdiği restoranda spagetti yeme eylemine dair video'yu izleyene kadar itiraf etmeliyim ki, Türbanın reel yaşamdaki bu sonucunu hayal bile etmemiştim. Ağzında peçe olan iki kadından biri peçesinin altından spagettiyi ağzına yerleştirmeye çalışıyordu, diğeri de peçesinin üst kısmını açarak. Görüntüde de 3. Bir kişi vardı ve şaşkınlıkla bu hatunları izliyordu.
Türbanı İslam olmak için bir ölçü ya da kural kabul edenlere hep sormak istemişimdir. Nefse hakimiyet bu kadar mı zordur? Eğer nefse hakimiyeti insan olmanın ön koşulu kabul edersek ve tanrının bizden bunu talep ettiğini varsayarsak, ortaya şöyle bir durum çıkıyor. Tanrı bizden nefsimize hakim olmamızı istiyorsa, nefsi kontrolden çıkaran şeylere rağmen hakim olmayı öğrenmemizi bekliyor olmalı. O zaman da türbana gerek olmamalı değil mi?
Yok tanrı bizden siz zayıfsınız, nefsinize hakim olamıyorsunuz o yüzden nefsinizi uyaran şeyleri kapatın demek istediyse, niye sadece kadınları kapatıyoruz, erkekler de türban altına alınmalı. Erkeğin ki Nefs de kadının ki değil midir? Yoksa kadına türban takan bu insanlar erkek ile kadının psikoloji ve libidolarının fonksiyonlarının farklı işlediğini falan mı sanmaktadırlar bu konulardaki her türlü bilgiye her yerde ulaşmak bu kadar kolayken.
Bu mantıkla düşünmeye devam ettiğimde de Türbanı kullananlarında, Türban kullanımını destekleyen kişilerinde, aslında Nefsine hakim olmayı bilemeyen ama Allahtan da korkan bir takım kişilerin, kendilerini günahtan korumak için geliştirdikleri bir savunma mekanizması olarak kabul ediyorum. Ve bu durumu tekamül'ün basamaklarına yerleştirmeye kalksam, hala türban!a dair bu bilince sahip olanların, ancak nefslerine hakim olmayı öğrenince bir üst basamağa geçebileceklerini ve o basamakta artık Türbana ihtiyaç duymayacak kadar kendilerine hakim olabileceklerini düşünüyorum.. Buna Evrim de diyebiliriz.
Elif hanım sizin yorumunuza değil, Özge Dalkıran'ın yorumuna terbiyesizlik dedim ve o yorumu göndererek ve böyle bir yanıt yazarak siz kendi kendinizi o noktaya (terbiyesizlik noktasına) taşıdınız...
Yorum başka polemik yaratmak başka..
o restoranda spagetti yemeye çalışan kişileri içeren video'u izlemedim hiç ama bence onun gerçek ile bir ilgisi yoktur,proveke'dir o görüntü.benzerlerini daha önce gördük,türban unvde serbest olsun yasası döneminde..her köşebaşında bi türbanlı bayan birileriyle öpüşüyor bilmem ne yapıyor/du halbuki gerçek ile bir ilgisi yoktu tamamen komplydu bi kaç kendini bilmezin oyunlarıydı..
Türbanı kullananlarında, Türban kullanımını destekleyen kişilerinde, aslında Nefsine hakim olmayı bilemeyen ama Allahtan da korkan bir takım kişilerin, kendilerini günahtan korumak için geliştirdikleri bir savunma mekanizması olarak kabul ediyorum
bu yoruma bu görüşe katılmak mümkün değil,hangi akla hizmet böyle bir düşünceye kapıldınız anlamış değilim..sizin aileniz de akrabalarınız da türban kullanan yok mu? var ise bi sorun bakalım,aslında sen nefsine hakim olmayı bilemediğin için kullanıyorsun bunu ve bu senin savunma mekanizman aslında diye..bakalım size ne diyecek?Allahtan korkan bir takim kişiler sözleri ise çok abes olmuş,bütün insanlık Allahtan korkar belli bir sınıf bir takım korkuyor diye birşey yok.inanan herkes takva sahibidir..
Korku ile yapılan hiç bir davranışı samimi bulmuyorum. Bu Allah korkusu bile olsa... Ki allah sevgisi varsa zaten korku yoktur.
Nefs'e herşeye rağmen hakim olabilmek, gerçek nefs hakimiyetidir.
İnsanlara öyle anlatıldığı için insanlar Türban kullanıyorlar..
Zaten burada türbanı kullanan kadınlar değil konu. Kendi nefsine hakim olamayan ve günahtan korkan kişilerin kadınları türban altına almasıdır..
Tüm dinler aynı allaha aittir ve İslamı kafasına göre yorumlayan araplar dışında türban hiç bir dinde yoktur.
Teşekkür ederim yorumunuza..
Oya hanım niyetim polemik yaratmak değil fakat,yaptığınız yorum yeni bir yorum yapma ihtiyacı doğuruyor,bu yüzden affınıza sığınırak bi iki cümle yazmak istiyorum alta yaptığınız yoruma dair. diyorsunuz ki korkuyla yapılanı samimi bulmuyorum.Nefs'e hakimiyet yalnız takva ile olur..nitekim Allah ayet buyurmuştur Kur'an da;Muhakkak ki, Allah yolunda en değerli olanınız, takvaca en ileri olanınızdır Allah sevgisi beşeri bir sevgi gibi değildir,anneyi babayı kardeşi sevmek gibi değil.O sevgiyi yürekte tutabilmek yürek ister,ve O sevgiye ihanet etmemek sadık kalabilmek korkuyu gerektirir,ki Allah'ın azabı'da vardır Şefaat'i de cennet ve cehennem bunun en büyük örneğidir..Düşünün ki bir çocuk annesinden ya da babasından korkar,korktuğu kadar da sevebiliyor.ve o korku ona bi takım yaptırımlar da bulunuyor ve sevgisi de yine o şekilde..zaten bu bir denge meselesi değil mi?kainatta herşeyin bir zıddı var..Allah korkusu ve inancı insana doğar doğmaz bahşedilir.o bahşedilen korku yalnız Allahtandır,ve Allah o korkuyu bizi korkutmak için mi? ya da o korkuyla günahlardan sakınalım diye mi bahşetmiştir? kesinlikle hayır,Allah kullarına bu korkuyu tadıp doğru yolu bulmaları için ihsan etmiştir..
kendimi düzeltmeliyim son cümlem de anlatmak istediğimi yanlış yazdım,
Allah o korkuyu bizi korkutmak için mi? ya da o korkuyla günahlardan sakınalım diye mi bahşetmiştir? kesinlikle hayır,Allah kullarına bu korkuyu tadıp doğru yolu bulmaları için ihsan etmiştir..
Allah bu korkuyla günahlarımızdan sakınmamıza ibaadet etmemizde muhtaç değildir,bu yuzden vermemiştir bu korkuyu,yalnız biz kullarına doğru yolu bulmamız için bahşetmiştir..yani kullarını düşündüğü için