Yüzeysel Dirilişler

Açıyoruz kapıları,
Kapıyoruz kapıları,
Geçiyoruz kapılardan
Ve biricik yolculuğun sonunda
Ne şehir,
Ne liman

Tren yoldan çıkıyor,
Batıyor gemi
Düşüyor uçak.
Harita çizilmiş buzun üstüne
Elimde olsaydı bu yolculuğa
Başlayıp başlamamak
Başlardım yine.

Nazım Hikmet Ran








Hani Nazım'ın her şiirini böyle umutla bitirdiği gibi noktalamak yaşamı. Her defasında hissettirir bunu bize büyük üstad. Bir gece yarısında, bir gece yarasında, bir gece yarin hasret kokusunda hürriyeti beklemek...

Kısa günler, an kıymetli, sayılmış elimize yaşamak.

Bir belgeselde izlemiştim turnalardan söz ediyordu. Erkek turnanın özelliklerinden söz ederken genel özelliğiymiş bazen kendiliğinden zıplamaya başlarmış. Bunun en önemli sebeplerinden biri de ?yaşama sevincini' yavrularına göstermekmiş.

Siz hiç gördünüz mü kelli felli aile reisi bir babanın, çocuklarının önünde yaşama sevincini gösterdiğini. Sevgisini bile gösteremezken üstelik. Haydi geçiyorum bunu, insanoğlunun kendi elleriyle inşa ettiği savaşları ve saymakla bitiremediğimiz üstüne giyindiği tuhaf giysileri. Düşününce ki düşünmek de bize özgü iken, acaba hayatın neresindeyiz sorusunu sormadan edemiyorum zaman zaman.

Biz bir turnanın nefes aldığı gibi nefes alamıyoruz. Yaşadığımızı sanarak günleri uğurluyoruz usul usul avucumuzun arasından kaçırırcasına. Gülmek unutulmuş, tebessümü düşüremiyoruz öyle içten hem de durup dururken suratımızdaki çizgilere. Gözlerimizi dolduramıyoruz coşkun bir ırmak gibi, akıtmıyoruz yaşları sebepsiz yere. Kendine aykırı doğar mı her insan?

İlle de aşk derken hayat nefes nefese koşuyor bahçemizde, kör edilmiş gözlerimiz. Mil çekilmiş umutların üstüne kara kara...

Görmüyoruz.




08.01.2012

28 Temmuz 2013 1-2 dakika 12 denemesi var.
Beğenenler (5)

Henüz beğenen olmamış...

Yorumlar (7)
  • 11 yıl önce

    :))) sağ ol Ersin...

  • 11 yıl önce

    Ki gülümsemek güzel bir görünüme kavuşmanın en bedava yoludur. buna rağmen zorlamak tüm reflekslerini ve asılmasına sebep olmak...

    hakikaten yeti isteyen bir durum .)

    ayrıca bahsettikleriniz hakikaten karakteristik noktada ki yeni yeni teşhislerdir ve (dediğiniz gibi) yüzeysel dirilişlerdir. başlıkla doğru orantılı bir içerik var bununla ilgili olarak ayrıca kutlarım.

    temanız kimsenin kendi olamayışından yakınışınızdır okuduğum kadarıyla. dönem itibarıyla ne yazık ki bunlar kabullenmeyi hiç istemediğimiz toplumsal bir değişkenliktir. çünkü yürüdüğünüz caddelerde aykırılıkların sıradanlaştığı ve ne yazık ki sıradanlığında aykırı bir duruş olduğunu gözlemleyenlerdensinizdir. bu beraberinde yukarıda ki bahsettiğiniz gayet olağan şeylerin olmasını zorlaştıran ve toplumda teşhisi zor yaralara sebebiyet verecek temel yalnızlıkların en sinsi habercisidir (her ne kadar kendini göstere göstere gelse bile)

    güzel denemeydi. esen kalın şair/yazar...