Bir Çift Ayakkabı ve İki Çift Ayak

Elimde evraklarım ile müdür beyin kapısını tıklattım. İçeriden kalın bir "gellll" sesiyle birlikte kapının kolunu indirip odaya girdim. Müdür bey bana eliyle işaret ederek oturmamı ifade ettikten sonra karşısında ezik büzük bir şeyler anlatmaya çalışan kadına döndü ve yeniden onunla konuşmaya devam etti. Koltuklardan birine oturup olayı izlemeye başladım. Giyinişinden belliydi orta halli garip bir kadındı. Ama konuşmaları oldukça saygılı ve mantıklıydı. Elinde tuttuğu kağıtları müdüre uzatıyor ve onu ikna etmeye uğraşıyordu.





-Ne olur müdür bey, rica ediyorum.
-Olmaz dedim hanım!
-Bakın müdür bey, ne olur sizden zor bir şey istemiyorum ki. Birini sabahçı diğerini öğlenci yapın, tek isteğim bu, lütfen efendim.
-Ya sen ne laf anlamaz kadınsın, olmaz diyorsam olmazzz...
-Bakın müdür bey, eğer mecbur kalmasam böyle bir şey istemezdim sizden. Ben ben...







Daha fazla kelime çıkmadı dilinden, sustu. Zaten müdürün de kabul edeceği yoktu. Son sözlerin daha da kırıcı olacağını anlamışçasına odadan sessizce çıktı. Ben olayı anlayamamıştım ama merak ediyordum, mutlaka öğrenmeliydim. Müdürden biraz izin isteyip arkasından çıktım. Fazla uzaklaşmamıştı pencerenin kenarına çökmüş, başörtüsünün oyası yırtık kenarı ile gözlerini kuruluyordu. Hâlâ elindeki evraklara bakıyor ve dudaklarını ısırıyordu. Bir yandan da "Allâh'ım bana yardım et ne olur bana yardım et" diye dua ediyordu. Daha fazla dayanamadım bende yanına çöktüm. Elimi ağlayan kadının omzuna koyup;





-Hayırdır ablam, seni üzen konu nedir? Neden ağlıyorsun? dedim.
Kadın tekrardan gözlerini kuruladı sonra ayağa kalktı.Hemen bende kalkıp yanında durdum. İnat bu işte öğrenmezsem eğer belki de çatlardım o an. Kafama koydum bu kadını bu kadar üzen, ağlatan hatta müdür beye yalvartacak kadar indirgeyen konu acaba neydi?

İnatla yeniden sordum, sustu.
Bir daha sordum, yine sustu.
Bir daha sordum, yine sustu.
O sustukça benim inat damarlarım daha da kabarıyordu, yok mutlaka öğrenmeliydim. Bir insanı ağlatacak kadar kötü ne olabilirdi ki...
Gözyaşı dökmek bu kadar kolay olamaz mutlaka ardında büyük bir acı ya da aşılması zor bir olay vardı ki kadın ağlıyordu. Bu sefer tüm cesaretimi toplayıp yeniden sevgi dolu bir ses tonu ile yeniden sordum.





-Bak ablam, Rabbim derki "Ben kullarımı birbirlerini sevsin saysın birbirlerine yardım etsin ve bana itâat etsin diye yarattım."
Sen bana derdini anlatmazsan saygı duyarım ama vicdan azabı ile de duramam. Hadi, de bana derdini belki çaresi bulunur.
-Sağ olasın kardeş, tamam haklısında hallederim ben.
-Beraber halledelim belki bir yardımım dokunur.
-Söylesem anlar mısın ki derdimden, müdür bile anlamadı.
-Sen hele bir anlat, Rabbim bir çaresini verir elbet.
-Peki bacım, gel hele şöyle bir kuytuya da anlatayım.






Ve kadın anlatmaya başladı. Her cümlesinde biraz daha kahroluyor her damla gözyaşında içimin ezildiğini hissediyordum. Ha ağladım ha ağlayacağım durumunda idim. Ama kendimi tuttum ağlamadım. Meğer kadının yatalak bir eşi varmış, iki'de oğlu. Bir gecekonduda oturuyorlarmış. Kadın bulduğu temizlik işlerinden kazandığı para ile hem evini geçindiriyor hem kocasına bakıyor hem de çocuklarını okutmaya çalışıyormuş. Kocasına geçen sene bir araba çarpmış bu yüzden yatalak kalmış. Parasızlık, hayatın zor şartları ve geçim sıkıntısı ile boğuşuyor veee bunlara rağmen yine de ümitle yaşamaktan vazgeçmiyor. Böylesi bir kadına hayran kalmamak elde mi?





Kadın bunları söyledikten sonra yeniden sustu. Ama esas merak ettiğim konuyu öğrenmek istiyordum ben. Neden çocuklarından birinin öğlenci birinin sabahçı olmasını istiyordu. İşte takıldığım nokta buydu. Israrla sordum ve aradığım cevapla yeniden alt üst oldum. Meğer tek önlük ve tek ayakkabı ile dönüşümlü olarak çocukları okula yollamak istiyormuş çünkü diğer evladına bir ayakkabı ve önlük alacak kadar parası yokmuş. Bu sefer ben sustum. Ama yeniden konuşmaya başladığımda daha mutluydum çünkü pembe bir yalanla bu ağlayan kadının gözyaşlarına mendil olacaktım... Tekrardan elimi omzuna koyup kadıncağıza;

-Bak sen Allâh'ın ne kadar sevgili kuluymuşsun ki seni benimle tesadüf ettirdi. Bende müdür beye bursa ihtiyacı olacak öğrencileriniz var mı? diye sormaya girmiştim. Sen çıktın karşıma. Sen çıktın karşıma ki bana emanet olarak verilen bu para yardımını hemen yerine getirmemi sağladın. Sana ne kadar teşekkür etsem azdır...





Kadın duyduğu bu sözler üzerine kekelemeye ve sevinçten gözleri parlamaya başladı. O bakışların ardındaki cümleleri tahmin ediyordum. İşte bu yüzden konuşmasına fırsat vermeden hemen elimi çantama atıp ne kadar kağıt param var ise hepsini kadının avuçlarına huzurla bıraktım ve çok önemli bir işim daha var bahanesiyle yanından ayrılmak istedim. Kadıncağız birden kolumu tuttu ve bana şunları söyledi.





-Gönlü güzel bacım, Allâh senden razı olsun. Söyle o cömert arkadaşına Rabbim ona gönlünün muratlarını nasip etsin çünkü fazlasıyla hak ediyor.
Peki söylerim deyip helalleştikten sonra yanından ayrılarak yürümeye başladım. Arkamdan seslendiğini duydum, döndüm baktım.

-Bacım, söylemeyi unuttum. O arkadaşına de ki; oğullarım ellerinden öper. Benim içinde o maviş gözlerinden öperim dedi de. Sakın ha unutma söyle!







Ben gözlerimden akıttığım yaşları elimin tersiyle silerken o ise hâlâ arkamdan gülümseyerek bakıyordu. Huzur, ne kadar güzel bir duyguymuş meğer. Birini güldürmek için ağlamayı bilmek gerekiyormuş... Mutluluğa giden yolda mutlaka bir kaç damla gözyaşı vardır. O gün daha iyi anladım...







BİR ÇİFT AYAKKABIYA İKİ ÇİFT AYAK SIĞABİLİYORSA EĞER ,BİR DAMLA GÖZYAŞINA BİR DÜNYA SIĞABİLİR DEMEK Kİ
YA DA BİR ELBİSEYE İKİ BEDEN...

BİLMEK YETER...

20 Eylül 2013 5-6 dakika 8 öyküsü var.
Beğenenler (6)

Henüz beğenen olmamış :(

Yorumlar (8)
  • 11 yıl önce

    Müthiş bir yoksulluk ve ibretlik bir hikaye. Bu tip olaylara ve insanlara araştırsanız Anadolu'da belki de çok yerde rastlarsınız. Çok etkileyiciydi gerçekten yürekten tebrikler Ece hanım...👍🤐👍

  • 11 yıl önce

    yüreğin dert görmesin ...tebriklerimle 😙

  • 11 yıl önce

    Öncelikle öykümü günün öyküsüne taşıyan değerli seçki üyelerine saygılarımı sunar,sonsuz teşekkürler ederim. Ayrıca okuyupta yorum yazan tüm şair ve yazar dostlarıma da ayrı ayrı teşekkürlerimi bir borç bilirim...

    En derin selam,saygı ve dualarımla...

    🙂