Elif Kızın Öyküsü
Henüz ilköğretim 3. sınıfa gidiyordu Elif, sınıfında ve okulunda başarılı, sevilen bir öğrenciydi, öğretmeni milli bayramlarda şiirleri hep ona okuturdu. Ailesinin gözbebeğiydi, bir tanesiydi.
...
Şakayla başlayan tayin muhabbetleri gerçeğe dönüştü ve tayinleri çıktı başka bir şehre ve kısa sürede taşındılar. Anne ve babası taşındıklarının ertesi günü okula kaydını yaptırmak için muhtara başvurdular, en yakın ilköğretim okulunu sordular, muhtar çok şanslı olduklarını şehrin en güzide okulunun burada olduğunu herkesin çocuklarını bu okula vermek için büyük meblağlar ödediğini ve hiç ikametgâh sorunu yaşamayacaklarını söyledi, çok mutlu olmuşlardı.
Aynı gün kaydını yaptırmak için okula gittiler, görünüşü temiz ve güzeldi okulun, denize yakın cadde üstündeydi. Müdüre çıktılar ve tanıştılar, Elif'in kaydını yaptıracaklarını söylediler;
Müdür bey; Öğretmen tercihlerinin olup olmadığını sordu, hiç kimseyi tanımadıkları gibi böyle bir seçenek sunulması garip gelmişti, Sadece öğlenci olmasını istediklerini söylediler, müdür yardımcısı aileyi ve Elif'i yeni sınıfına götürdü öğretmeni ve arkadaşlarıyla tanıştırdı.
Ertesi gün okula başladı Elif, annesi getirip bırakıyor çıkışında almaya geliyordu. Daha ilk gün anne kızında ki değişikliği suskunluğu mutsuzluğu fark etti, ev yerleştirme telaşıyla kızının ödevleriyle ilgilenememişti, defterini açtı ödevlerine baktı çok şaşırmıştı matematik ve dilbisi ödevleri Elif'in geldiği okuldan çok çok üst seviyeydi ve kızı bunların hiç birini henüz öğrenmemişti.
Ertesi gün öğretmeniyle konuşmaya gitti, konuşmalardan çıkardığı sonuç Elif çok gerideydi aradaki açığın kapatılması gerekiyordu.Gece gündüz çalıştılar yardımcı kitaplar aldılar. Elif yetişmeye çalışıyor diğer öğrenciler daha fazla ilerliyordu derslerinde. Bir başka Öğretmenin yardımcı olabileceğine karar verdiler ama sınıf öğretmeni izin vermedi etüde gelmesini istedi. Etüd günleri başladı.
Okul saati yaklaşırken sokakta 'aygaaazz' anonsu yankılanırdı, sesi duyduğu an Elif'in rengi sararır karnı ağrırdı bilirdi ki okula gitme vakti geldi. Oysa nasıl severdi okulu daha önce, okuldan gelir gelmez ödevlerini yapar okula gitme saatini iple çekerdi.
Annesi okula bırakır dönerdi kızını Elif ilk teneffüsü beklemesini istese de kendine güveni gelsin diye beklemezdi,yine o gün çok ısrar etti ama annesi almaya geleceğini söyledi öptü okşadı kızını.O gün annenin içine sinmedi ve ilk teneffüsü beklemeye karar verdi.Zil çaldı öğrenciler çıktı Elif çıkmadı anne sınıfına çıktı öğretmeniyle karşılaştı kızını sordu Öğretmeni Elif'in okula gelmediğini söyledi,anne panik içinde fırladı okuldan eve nasıl yürüdü nerelerden geçti hatırlamadı bile ve sokağın başında kızını gördü,dünyalar onun olmuştu sıkıca sarıldı ve evlerine gittiler, aldı karşısına konuştu biricik yavrusuyla,zor günler geçirdiğini bildiğini üstesinden geleceklerini anlattı,Elif hüngür hüngür ağlamaya başladı annesinin bir damlasına kıyamadığı gözyaşları boncuk boncuk yüzüne dökülüyordu,öğretmeninin şiddet uyguladığını,bir arkadaşına tokat attığını ve arkadaşının gözlüğünün fırladığını ağlayarak anlattı üstelik sınıfta tembel çalışkan ayrımı olduğunu tembellerin duvar kenarına çalışkanların pencere kenarına oturduğunu söyledi..Anne şaşkınlık içinde dinledi kızını ve öğretmenle konuşmaya gitti,giderken düşünüyordu veliler tüm bunları bilmiyor muydu evlatları söylemiyor muydu,çok kızgındı..Şiddet kızına olmasa da bir başkasına olması bile çok kızdırmıştı onu.
Teneffüs zili çaldığında Elif'in annesi sınıfın kapısındaydı, öğretmen çıktı ve konuştular Elif'in durumunu, okula gelmek istemediğini çok mutsuz olduğunu sınıfta tatsızlıklar mı yaşanıyor bilmek istediğini söyledi, konuşma uzadıkça uzadı anne kızının bir fiske dahi vurulmadığını eğer öyle bir durumla karşılaşırlarsa bunun sonuçlarının hiç iyi olmayacağını uygun bir dille ima etti.Öğretmen Elif ilk 5(pekiyi) ini alana kadar test ve sınavlardan ona not vermeyeceğini ve duvar kenarına oturtmayacağını söyledi.Anne içindekilerin tümünü söylemese de biraz rahatlamış olarak eve döndü.
Elif bir gün ilk 5 ini aldı,sonra devamı geldi.Çok zor süreçten geçse de anne kız dayanışması olumlu sonuçlandı..
Sonra ne mi oldu, Elif'in annesi sınıf annesi oldu, sadece kendi evladına değil diğer tüm çocuklara kol kanat oldu, çok şey yaşadı çok şey gördü. Anlatılmalı mı anlatılmamalı karar veremediği, güzel olayların yaşandığı kadar çirkin olaylarda gördü.
Her meslekte en iyiler olduğu gibi ne yazık ki mesleğini kötüye kullananlarda var.
Ben bunu bilir bunu söylerim, eğer öğretmen ve doktor olacaksan öncelikle insanı çok seveceksin...
" susma sustukça sıra sana gelecek "slagonunu doğrulayan durumlarla karşılaşabiliyoruz bazen,biraz empati,en çok hoşgörü ve olmazsa olmazı sevgi olmalı çocuk ve hastalarla uğraşan meslek sahiplerinde..
Bu öykü büyük bir gölete damlayan minik bir parça...
Eli öpülesi olanlarda çok fazla Allaha çok şükür,
şans ve şanssızlık yaşam
Teşekkür ederim arkadaşlar..
Çok güzel bir öykü okudum,eline,yüreğine sağlık Canım benim👍
8 Ay oldu Bursaya taşınalı ve 7.sınıfa giden kızım da hiç alışamadı okuluna malesef😊 Sanırım atlatacağız bu olumsuz durumu zamanla?
Öğretmen ve veli işbirliğiyle eminim en mutlu sonuca ulaşırsınız Sevgili Nisan..
Zor dönem,tamamen değişik bir ortam ve insanlar,kolay uyum sağlayamayabilir,sadece okulda olan her şeyi anlatmasını sağla ve ona inan..
Sevgiler kızına🙂
Güzel ders çıkarılması gereken bir eğitim öğretim öyküsü olmuş. Mutlaka bir yaşanmışlık var ki ayrıntılı biçimde anlatılmış. Anlatılanlar sade eğitim ve öğretim için değil her meslek için geçerli. Her şey yaptığı işi, her ne olursa olsun sevmek ile başlıyor...Kutlarım abla 👍
Anne olmanın her şey demek olduğunu anlatan çok güzel ve de çok eğitici bir yazıydı. Bizim dönemimizle kıyaslandığında dersler inanılmaz ağır ve ders proglamlarıda bir o kadar yoğun.Eskiden tembel öğrenciler utanarak dershanaye giderdi şimdi ise dershaneye gidenler parası yetmiyorsa hafta sonu okuldaki kurslara gidenle v.s
Elif kim bilmiyorum ama mükemmel bir annesi olduğu belli.
Umarım okuyan herkes gerekli dersleri çıkarmıştır.
Kal sağlıcakla...