Gazozuna Bir Masal

güneş kutsal ışıklarını yavaş yavaş söndürürken ,hafif kavuniçi mantosuna bürünüyordu.yerini eşsiz bir hoşluk veren gece lambasına bırakacaktı birazdan.

belki herkese öyle gelir de; ne kadar kendini mutlu hissederse ay o kadar güzel görünürmüş ya insana..
mavimsi transparan bir şal örtünmüş çok şuh bir kadın gibi gelmişti o an bana da .. hafif rüzgar eteklerine vuruyordu ve denizin kokusu gerdanına değdikçe hiç umursamıyordu...


ikinci bardak çayımdan sonra kalkmamak için bir gazoz sipariş verdim. çünkü garson yeni gelen hele çoğul müşterileri bana gösterir gibi yapıyordu. bir cigara eşliğinde yudum yudum dilime değdirirken siyah bir pencereden bakan, ve insanın iliklerine işleyerek yürüyen bir endam karıştı havadaki eylül serinliğine.

normalden uzun görünen çok düzgün bacakları sonra farkettim ki boyunun kısalığından değil hayli zayıf olduğundandı.o zaman otobüs şoförü dediğimiz kocaman gözlüklerin aslında yerinde bir yüze bu kadar yakışabildiğine ve anlam verebildiğine gözlerimle görmesem inanmazdım...siyah bir taytın da bu kadar zayıf ama eşgallı bir bedene bu kadar yakışacabileceğine...


bakımlı ve kısacık simsiyah saçları ucundaki bir v şekli verilmiş kahkülü hafif sarımsı bir renkti. hani asalet diye bir soyut tanım vardır ya ben ilk kez onun gerçekliğini görmüştüm o gün o dimdik ve kendine çok güvenerek yürüyen o asalette...


yanında ki hanımı onunla karşılaştırdığımda onda ki ciddiyet_ki bu onda bir bile değildi_ buradayım diye bas bas bağırıyordu. vurdumduymaz ve bir o kadarda lakayt ve sakızlı ağzında ki nahoş bir görüntü normalden fazla güzel bir hanıma ancak bu kadar tezat ve yakışmaz olabiliri dillendiyordu iç sesim...

gözlüklerini başının üzerine saçlarına takınca hele işte o zaman asıl çıktı kalbim yerinden. ya hava aniden soğumuştu hafif bir ürperti geldi...ya da onun da beni görebiliyor olabileceğini hatta gördüğünü hatta beni seyrettiğini o an anladım. hafiften giderek uzayan bir faz utandığımı hissettim.. deminden beri seyrettiğim ve gördüğüm içimdeki kuşları uçuran oydu.. evet evet tam tamına yanımdaydı şimdi.

istemeyerek buraya oturttuğu için epey söylendiğim garsona minnet bile hissetmiştim üstelik. ya da Tanrı makbule teyzenin maaşını almam için içimden ettiğim küfürleri sevaba çevirmişti. ya da çok ufak ihtimal Erdeme verdiğim kopya bana şans melekleriyle bir günlük barış sağlamıştı. ama her neyse bugün benim günümdü ve fazla irdelemeden tadını çıkarmalıydı.


şimdi Erdem'e söylesem inanmazdı.hatta beraber bir şeyler bile içtik desem yeminlere bulasam hakkımdı. ilk defa O'na tesadüfen! rastlamamıştım ve bu bile büyük bir gurudu. hatta o beni takip ediyor bile diyebilirdim ve paşa ruhumda buna pek itiraz etmezdi.


ama birden ensemin üşüdüğünü hissettim yine ve bu mutlaka başıma birşeyler geleciğinin o kadar habercisiydi ki _çok nadir bir hayra alamettir üstelik!_ önce heyecan ve korku arası bir gürültü irkilmeme sebep olurken sonra hayatım boyunca hep burnumda olacağını bildiğim o koku...


tam karşımdaki masaya otururlarken sandalyeye sarılmış beyaz kurdelalı örtüye takılıp ; o kadar kendimden geçip gözlerinde kubağalama yüzdüğüm o munis ve hayran edici surat aniden kasıldı ve sanki bana vuracakmış gibi üzerime çullandı! çünkü o kadar dalgın ve kendimden geçmiş bakıyordum ki kendime geldiğimde kesinlikle cenneteydim... ki ancak orada olabileceğini sandığım bir koku hissediyorum direkleri sızlayan burnumun dehlizinde .. kolum acıyordu ! yoksa bir rüya mıydı ya da bir kabus .. yok yok cehenneme gelmiştim . ve demek işlem oradan başlıyordu kollardan ..ki acıyordu hala...


içitiğim dahası içemediğim gazozun neredeyse tamamı dökülmüştü üzerime.o panik hali dağıldığında ve bana vuracak diye kendimi refleks olarak iki kolumla yüzümü korur bir halin utangaçlığını hala saklarım bir yerlerde.. bir de o nefes kesici kokuyla karışık yan masalardan gülüşmelere ettiğim küfürleri...



kolum acıyordu ve masamın üzerinde ince topuklu ve beyaz örtüye sarılı bir ayakakbı vardı! ayağı takılıp üzerime hücum ederken! nasıl oldu da kondu oraya hangi melek onu yıktı itti üzerime o gibi hala muammadır zihnimde...



benden hangi dilde özür dilemedi ki mendiliyle üzerimi silerken...
_ bir yerinize bir şey oldumu?
_ ya çok özür dilerim şey oldu da?

Yarabbim bu nasıl bir kokuydu bu nasıl bir güzellikti bu nasıl bir içtenlikti. ben kesin derin bir uykudaydım ve cennetteydim ve huriler beni kokularla yıkıyordu. ama ben tüm rüyalardan korkarak uyanırım. ondan içim buruştu bir an. istedim ki hiç uyanmayayım hiç bitmesin bu an hiç bitmesin bu rüya....


o zamana dek gerçekten sesiyle ses tonuyla ve nezaketiyle kimse vuramamıştı beni.. evet korkmuştum ve hep olduğu gibi gözlerim yuvalarını zorluyordu yine. kolum acıyordu ama ellerim bu acımadan sebep titremiyordu. bunu biliyordum yüzümün kızarması da konuşma bozukluğum ve geveze dilimin grev hali de bu korkuyla ilgili değildi.





gönül melekleri o gün fazla mesaideydi kesin.sonbaharın ilk demlerinde hafifçe sıcaklığı süpürürken rüzgar, geride kalan tüm anıları da süpürür müydü acaba? hele o muhteşem ve eşssiz kokuyu...


_lütfen size bir gazoz borçluyum izin verin ödeyeyim...



işte ''bir gazoza bir hayat '' borçlanılmış bir hatıratın önsöz kelimeleri.ve borçları tükenmeyen bir ülkenin efradı olarak, suyunu içtiğimiz havasını soluduğumuz ,her şeyden çok inandığımız o şans meleklerinin günlüğünden çalıntı bir ufacık masalın ufacık bir bölümü....







ToprağınSesi

31 Mart 2010 5-6 dakika 3 öyküsü var.
Yorumlar (9)
  • 14 yıl önce

    Bazı romanlar vardır, ilk sayfadan sizi alır son sayfaya kadar adeta uçurur...

    Bu öykü de öyle bir akıcılığa sahipti...yaşananlar gözümde canlandı sanki....

    Serhat kardeşim....şiirlerin kadar başarılısın...

    seninle gurur duyuyorum...

    tebrikler canım...nicelerine

    sevgiyle

  • 14 yıl önce

    Şair yüreğe öykü yazdırımalı. Şiir öykü oluyor. Ne güzel bir anlatımdı.. Gazozun faydaları ne kadar artıyor... Bir gazoz içsek bu kadar güzel betimlenmiş bir melek gelir mi ki... Güzel bir öyküydü Tebrikler Serhat Bey.

  • 14 yıl önce

    Öyküyü bitirdiğimde dudağımdan "harikaydı" sözleri döküldü Serhat Bey. Uzunca cümleleri kadifemsi bir yumuşaklık hissiyle yüklediğiniz anlamlarla öyle güzel kotarmışsınız ki. Okurken hep takdir duygularım ön plana çıktı. Başından sonuna hiç kopmadan üslup değişmeden soluksuz okunan harika bir öyküydü.

    Seçki yine doğru yeri işaret etmiş.

    Kutlarım çok...

  • 14 yıl önce

    Ben bu toprağın sesini çok seviyorum

    Şiirleri gibi öyküsü de harika olmuş şair arkadaşımın Sevgi ve selamlarımla sevgili Serhat

    Kutlarım

    👑

  • 14 yıl önce

    Duygunun böylesi ve böyle anlatımı, mükemmeldi..Dokusuyla kokusuyla kurgusuyla keyifle okuttun şairim.. Candan kutlarım incisini boynuna takmış öykünü ...

    Selam ve sevgilerimle..👍