Namlunun Ucundaydı Kader(im)
Bu gece bu dört duvar, bir kapı üzerime üzerime geliyor. Saat yarımı bilmem kaç geçe attım kendimi sokaklara. Körfez'imin deniz kokan havasını içime çektim derin, derin. Sokaklar ıslak; belli ki yağmur kendini göstermiş. Nereye gittiğimi bilmeden sadece yürüyordum. Deniz kokusunun, toprak kokusuyla karışmış o nefis tadını almaya başlamıştım. Sonra bir baktım önümde deniz karşımda Gölcük. Işıl ışıl ne müthiş bir manzara. Adeta gelin gibi; ne kadar mücevheri varsa takmış takıştırmış. Kimeydi bu hazırlık?.. Ah Körfezim nasıl da usul usul uyuyorsun... Sen kimi kandırıyorsun? Bu gece başka kimin canını alacaksın kuytu köşende...
Bu seste neyin nesi, gecenin bu saatinde? Kim ağlıyor böyle derinden ,hıçkıra hıçkıra..?
- Aman tanrım sen de kimsin? Neden ağlıyorsun? Sana söylüyorum duymuyor musun beni küçük kız?
- Kaderime ağlıyorum abla.
'Hangi kader seni buraya getiren? Yoksa bana gönderilen bir işaret misin sen? '
- Adın ne senin?
- Kader abla.
- Kader mi?
- Evet abla.
' yok yok kesin bir işaret bu. Yoksa hayal filan mı görüyorum?'
- Ailen yok mu senin , ne işin var gecenin bu saatinde burada?
- Yok abla ben bir kaç günlük iken cami avlusunda bulmuşlar. Sonrada yetimhaneye vermişler....
- Yetimhaneden mi kaçtın sen?
- Evet abla..
- Her yerde seni arıyorlardır.
- Yok aramazlar abla.
- Neden?
- Ben ilk defa kaçmıyorum ki. Hep kaçıp buraya geliyorum..
- Niçin geliyorsun buraya ?
- Kendimi şu denize atıp kurtulmak için abla.
'Ah be küçüğüm seninle aynı kaderi paylaşmamız ne kötü. Kelin ilacı olsa kendi başına sürermiş. Seni bu hallere düşüren anne babaya ana avrat sövesim var ama neyse... Nasıl bir zihniyet bu; bir kaç dakikalık zevk uğruna onca insanın hayatı bitiyor.. Cehalet değil de nedir bu?'
- Neden ölmek istiyorsun.
- Kimsem yok hayatta abla ,çok yalnızım ,çok mutsuzum. Şu denize bir atabilsem kendimi kurtulacağım her şeyden.
'Bende kalabalıklar içinde yapayalnızım küçüğüm'
- Yetimhanede arkadaşların yok mu?
- Yok abla.
- Neden?
- Onlar benim gibi değiller, çok farklılar; bu yüzden beni sevmezler..
'Allah'ım sanki kendimle konuşuyorum.'
- Peki adını kim koymuş?
- Müdür baba koymuş; böyle bir kadere , kader ismi yakışır demiş.
'Kadersizim küçücük bedeninde koca bir yürek saklanmış.'
- Haydi kalk bakalım Kader(im). Gidiyoruz.
- Nereye gidiyoruz abla?
- Evime.
- Çalıştıracak mısın beni?
- Çalıştırmak mı? Niye çalıştırayım seni?
- Para kazanmak için.
- İlahi küçüğüm , sen çok yaşa . Güldürdün beni.
- Niye güldün abla?Beni bulan herkes çalıştırmak istiyor.
- Hayır Kader(im) ben seni çalıştırmayacağım. Evime gideceğiz ,karnımızı doyuracağız,sonra sana temiz üst baş bulup sıcak güzel bir duş alacaksın ve sonra da mışıl mışıl uyuyacaksın tamam mı?
- Sahi mi abla?
- Sahi ya.
- Sen melek misin abla?
- Hayır kaderim sadece insanım.
'Sen benim kaderimsin .Ve şimdi Kader(im) ile bu hayatta yıkılmadan dimdik duracağız...'
Sanki yıllardır yemek yememiş gibi bütün tabakları boşaltmıştı...
düş tadında bir öykü ve imrenti kokuyor konusunda sanki meleğe, çok güzeldi, başarılar...
Hikaye kısa ama güzeldi ... Yalnız konuşmalarda çocuk hep aynı düzende abla dediği için pek estetik olmamış bir iki tane abla sözünü kaldırsanız fena olmazmış hani... Saygılarımla...
Maşide Hanım; öykümün devamı var henüz yayınlamadım.. evet çok tekrar yaptığımın farkındayım devamında düzelttim ama bu benim ilk öykülemem bu nedenle fikirleriniz önemli teşekkür ediyorum...
güne çok yakismis bence tekrar tebrikler evet ufak tefek hatalar var elbette ama bence ilk öykünün için göz ardı edilebilir ... yazmaya devam.... devamını da bekliyorum sabırsızlıkla kalbi başarılar ...
Teşekkür ederim Fatih Bey yorumlarınız beni onure ediyor .Yazılarınızı begenerek okudum, umarım sizin kadar başarılı olabilirim..