12 Kısım Tekmili Birden Eylül
1 Eylül...
Çık şimdi geçmişin üzerine
Ve el yordamıyla yürüdüğün karanlığı alaşağı et;
Bitsin Eylül'le oynanan bu körebe...
Sarma tütün kokusuna karışan ter
Ve çokça küfürken zihinlerde,
Demirbaş numarası olmayan kaç tabutluk
Unutulması imkânsız işkencenin çocuklarına gebe?
______________________Bilmek istemedi kimse...
2 Eylül...
Kızıllığından dem vurulan şehirlerin
Garip hüzünleri hapsetti
Duyulmayan çığlıkları, elektrik akımlarına...
Hayal edilen aydınlık
Fikirde saklıydı.
Yaşananlarsa,
Fikre ziyan...
Acı gülümsemelerle taçlanmış Kara mizah...
________________________Koca bir yalan...
3 Eylül...
Vesikasını yaftasına yeğ hayatı seçenler,
Bakir( e )lik yalanlarıyla ırzımıza geçtiler...
Bilmeden varlığımızın büyüklüğünü,
____________Kendi gölgelerinden ürktüler...
4 Eylül...
Vatansızlık çığlığıydı yırtarcasına kulaklara ulaşan
Ve adam gibi adam olmaktı delikanlılığın kitabında yazan
Oysa,
Ruhsuzca sümen altına atılırken fiili livata ibareli raporlar
Delikanlılıklarını en üst rafa kaldırdılar,
__________Çoktan insan kılığından sıyrılanlar...
5 Eylül...
Yavuz hırsız temsili söylemleri
Askıya alanlar,
Azrail'e özenip
Can almaya kalktılar...
__________Artık sokaklar ıs(ar)sız...
6 Eylül...
Bir uçurtma kuyruğu bulmalıydım soluksuz kalanlara,
Renklerinden çaldıkları kırmızılıkla
Eksilen kanlarını tamamlarlar umuduyla...
7 Eylül...
/Gör denilenin görülmesinin yasak olduğu bir mevsim bırakıldı yarınlara./
Radyoda çalan her marş
Bir sonraki saat bir çift postal sesini hatırlatır oldu zamanla.
Kimliksizleştirilmeye çalışıldıkça beyinler
Direnirken zulme bedenler;
Sağdan sola soldan sağa topuk selamı vermeye hiç çekinmediler.
8 Eylül...
Teraziyi dengeye getirmeye çalışan zihniyetsizler
Necdetlere Mustafaları denklediler.
Döküldü bir bir fidanların yaprakları
Gövdelerini kurutmayı beceremediler.
9 Eylül...
Sürgün yalnızlıklarının
Parka sıcaklığına terfisinin onandığı günlerde
Hiçbir kurşun yarası
Kahpeliğin acısını bastıramadı.
10 Eylül...
Kan koktu sarı mevsim,
Hüzün gencecik cenazelerin tabutlarına asılı kaldı.
11 Eylül...
Hadi şimdi bana geçmişi unuttur.
Sil zihnimde kalan nutukları yakılan arşivler misal,
Bir pencere pervazına umutsuzca tutunmuş
İşkence mağduruyum say...
12 Eylül...
/Bitsin Eylül'le oynanan bu körebe...
Kırıldı son kalemi bir ülkenin.../
Sar şimdi zamanı gücün yeterse yeni baştan.
Kanlı tepside sunulan bu adalet söylemi
Yedi renge boyalı koca bir yalan...
Eylül'2009 Aydın...
İyi ki o Eylülde bitmedi umutlar . Başka Eylüller geldi . İyi ki öncesinde başka Eylüller vardı . Adım adım boğazı sıkılmış mengene götürdü şiir , adım adım bir sabah uyanıpta neden böyle oldu dediğim tarihe . Tebriklerimi bırakıyorum sevgili Aylin. Çokca : )
yüreğine sağlık cnm
👍👍👍👍👍
''Ankara'nın taşına bak'' ''Gözlerimin yaşına bak'' ''Biz düşmanı esir aldık'' Diye gider türkü;son satırı biz dış mihrakların,gaz vermesiyle, birbirimizi kırdık diye söylemek lazım.Ellerinize sağlık,o acı günleri unutmamalı...
Bir kere uyanmasın gençlik, bir kere uyanmaya görsün halk...aydınlar içeri katiller dışarı. bu hep böyle olmuştur. Emperyalizme ve kapitalizme yenik düşen tüm halkların kaderidir darbeler. Güzel bir şiir okudum ve kalemin elinden düşmesin diyorum,can kız. Sevgide kal insan yüreğinle. Körfezden merhaba!
ülkemizin tarihinde hiç böyle karanlık eylüller olmasa
ve bu kadar yürek yaralayan
şiirlerde yazılmasaydı
ve o fidanlar devrilmeseydi
kutluyorum