Abidin Ağbi
Çorum'luydu Abidin ağbi, bilmem hangi köyünden,
Çok sevmişti Mavişini,yıllarca beklemişti ve evlenmişti,
Yoksulluk vardı, geçim zordu kıraç topraklarda,
Kolay olurdu belki ama, para da yoktu.
Göçtü gurbet ellere, henüz balayındayken,
İş güç, hasret dolu yürek, kabarıyordu gün be gün.
Yoktu ki telefon duysun sesini Mavişinin,
Mektuplar geliyordu içi sevda kokan, hasret kokan,
Onları okuyor, yatıp kalkıyor, çalışıyordu,
Bir avuç paraydı isteği,
Hani köyündeki tarlayı sürecek traktörünü alacak kadar.
Bir gün geldi gelmez oldu mektuplar,
Köyünden gidip gelenler uğramaz oldular yanına,
Neler olmuştu, kurt düşmüştü yüreğine,
Acaba Mavişmiydi bırakıp kaçan, yoksa geri mi gitmişti.
Tak etti canına, terk etti gurbeti düştü köyün yoluna,
Vardığında baktı ki sevdiceği, Mavişi,
Oturmuş kapı eşiğinde, saç baş dağınık,
Bekledi atlasın boynuna, sarılsın, koklaşsınlar diye,
Deli deli bakıyordu o maviş gözleri,
Abidin ağbi önündeydi ya,oysa göğe bakıyordu çarpıktı gözleri.
Ana dedi bir hışımla, ?ne oldu ya?, silkeledi anasını ,
Dayanamadı ana, korksa da olacaklardan, bir bir anlattı,
-Hem bu köyden, hem komşu köyden,
-Altı serseri aldılar mavişi, çıkarttılar dağa,
-Getirildiğinde oldu böyle, karnı da burnunda ne edek oğul.
-Birde hamileydi üstelik ha,
Adam vurmak kolaymıydı, can almak kolaymıydı ?
Devlete mi gitseydi yoksa, yoksa intihar mı etseydi Mavişiyle.
Gece bastı evleri, altı ölü vardı sabaha.
Gitti aslanlar gibi, idama mahküm oldu sonra.
Bir Ankara günümde, mahküm babamı ziyaretimde,
Sordum o küçük aklımla, anlattı ve ağladı,
?İdamdan müebbete, aftan sonra da son günlere?, dedi,
Yıllar geçmişti pişman değildi, Mavişi hala yüreğinde,
Çıkınca alacak, basıp gidecekti uzaklara, sadece koklayacaktı,
Mavişi bitmişti çünkü, gözleri kalmıştı bakan sadece.
İşte devlet, işte yasa, ey Abidin ağbi,
Namus mu, yoksa öldürmek mi, yoksa basıp gitmek mi,
Elbette zordu can almak, hele insan öldürmek,
Sen yaptın, yapamadı devlet, idam dedi ama,
Oysa kocaman bir altın madalyaydı senin hakkın.
Not:1968 yılındaki Ankara,Lalahan, anılarımdan, yaşanmış bir hikaye.
Pala bıyıklı Abidin ağbiye armağanım olsun.
Yaşar KOPUZ...2009.
hayatın içinden hüzünlü içten ne kadar güzeldi abi... yaz hep kalemin susmasın...
kutladım.. sevgimle..
yaşadıklarımı ve hissettiklerimi yazıyorum ben şiirlerimde, sevmek, hasret çekmek, en fazla olsa olsa terk edilmek, nedirki bu yaşananların yanında, öyle eş anlamlı cümlelerle vurgu yapmaya süslemeye bile gerek yok olduğu gibi yazsan yürek dayanmaz okumaya, böyle paylaşımlar ancak sizler gibi ulu çınarlardan duyulabilir ve hissedilebilirdi zaten Sn.abicim burukta olsa güzel bir paylaşımdı, Dileğim Mavişler solmasın, Abidin yüreklilere hiç bir zaman pranga vurulmasın, saygılarımla,
gercek yasamdan bir kesit kalemden en hüzünlüsünden ve okutanindan cikmis...tebrikler yüreginize😙👍
tebrikler abi kaleme alırken bile yüreğin nasıl yanmıştır abidin abi ne yapsın başka 👍👍
Bir Ankara günümde, mahküm babamı ziyaretimde, Sordum o küçük aklımla, anlattı ve ağladı, "İdamdan müebbete, aftan sonra da son günlere", dedi, Babanızın mahkum arkadaşımı abidin ağbi.?hocam bu tip şiirler çok zordur,hikaye tadı vermek zor bunu çok iyi biliyorum.Sizinde hikasel anlatımız iyi ama çok hızlı geldi bana olayın başlangıçı bitişi artı bu yukarda söylediğim bölüm hikayenin başlangıç yeri olabilirdi yani mahkum ziyaretinden başlayabilirdiniz daha bir zevkli olurdu.. Paylaşıma teşekkürler...