Açılmamış Çeyiz Sandığı
Sensin gün ışığı değerken toprağın rahminden doğan
Sınırsız gücünle saban kullanan pulluk süren
Cemre düşer gibi terini toprağa armağan eden
Sessiz direnişle emeğine kimseyi ortak etmeyen
Kısrak yüreğinde ezilmiş gözyaşlarını saklarken
Döşündeki isyanına sabırla boyun eğdiren
Sensin...
Sen ki,
Süt kokulu bebeğin, güvenli sığınağındayken koynunda
Eğreti uykularının gözbebeğinde emzirirsin
Minik ellerinden tutarak fidan yeşertirsin bağrında
Abanoz rengi yüzünde tan ağartısı umutla
Çocuklarına hayatı sunarsın
Sorarım, bunca yük ağır gelmez mi sana?
Ne çare,
Çürümüş gül kokuyor bedenin
Nasır tutmuş sevilesi ellerin
Avurtların çökmüş mahzun çehrende
Zindanlar barınıyor buğulu gözlerinde
Yorgun akşam sırılsıklam akıyor saçlarından
Sesin demlenmiş, gücün suskun
Günün bittiği saatlerin yas gibi üzgün
Kapanıyor üzerine...
Söyle,
Susku mu oldu bilge sözlerin,
Gölgene düşen darağacında
Zeytin tanesi gözlerinde kan taşı mı hayat
Hüznün sağanaklarında mı kirpiklerin
Suretinde mi perçinlenmiş siyah ferman
Kendine arkadaş olan sende
Derin sulara mı gizlenmiş düşlerin
Kara geceler mi barınıyor kollarında
Ay ışığı umarak...
Bil ki,
Oraya yağmur yağsa,
Ebemkuşağı olur burada
Saçının kokusu gelir,
Açılmamış çeyiz bohçandan...
👍 Çok merak ettim bu şiirin hikayesini derin manalar var..ve çok beğendim illaki alıyorum...
"Süt kokulu bebeğin, güvenli sığınağındayken koynunda Eğreti uykularının gözbebeğinde emzirirsin Minik ellerinden tutarak fidan yeşertirsin bağrında Abanoz rengi yüzünde tan ağartısı umutla Çocuklarına hayatı sunarsın Sorarım, bunca yük ağır gelmez mi sana?"
Annemi özledim... Kıvrılıp sokulasım geldi kanatlarının altına.. Ona çaktırmadan alıvermek yükünü..
ah be hatice ablacım.. okudum,yaşadım,andım..
harikasın..
Çalıştığım kasabalarda ve köylerdeki bir çok yüz, beden geldi gözümün önüne. Gencecikti bedenleri, oysa ne de yaşlıydı bedelleri...
Yüreğinin hassasiyeti şiire düşmüş, üşümüş...
Tebriklerim şiirine, sevgim sana şairem...