Adını Piç Koydum Yalnızlığının
( I )
Gittin;
Farkı yok ölümün bıraktığın yalnızlıktan.
/Her intihar sana yazılmıştı nasıl olsa/
Ardında kalan yakamoz akşamlarını
İç ağlamalarıma bıraktığından beri güçsüz sevdam
Senli şarkıların Payıma düşen sensizliğine salladım
Kimselerin şahit olmadığı küfürlerimi;
Boş ver!
Sen üstüne alınma...
( II )
Yalnızdım;
Sensizliğin düşlerine galip gelirken kâbuslarım,
Dilimde dolanırken üstü kapalı beddualar
Her pazarlık bir dirhem ete dönerken dünyada
Tabelasız kalmış umumhane sokaklarının
Sıfatsızlığıydı hesap sorup yapışan yakana...
( III )
/Geçmişini geleceğine sermaye yaptığım dünya;
Kaç kere daha düşüreceksin dizlerimin üstüne izleri geçmemişken hala?/
Sarhoşluğun sahte mutlulukları hüküm sürerken varlığımda
Evveli olmayan zamanların
Cevabı kendinde saklı bilmecelerinden
Gecelerin kendine has fısıltılarını aldım payıma.
( IV )
/Gitmeleri yazmak öğretilmişti aklı ermeyen parmaklarıma.../
Günler devirirken
Yaşanan isyanların peşi sıra,
Düşerken ellerim ardından
Gözümden akan bir damla yaş
Karışırken döşümdeki yaraya
Ve gece siyahtan lacivert e can salarken baharın telaşıyla
Acemi gülüşlerimin el değmez
Göz görmez çınlamalarını, yıldızların kucağına yolladım.
( V )
Kahpesin be dünya,
Eksiğin yok şeytandan
Payıma düşen günlerden üçü beşi de eksilmemişken daha,
Umutta sıkıştırsam dizelerinin arasına
Ben giderken ruhumu sana sattım.
Üstü kalsın;
Aramam bir daha.
( VI )
Gittin;
/Eğer gece hikâyelerinde anlatıldığı gibi varsa Araf
Şimdi adının tam karşılığı anladım.../
Gidişinle beraber nisana inat ayaza kesti ortalık.
Düzeni bozuk dünyanın sütü bozuk beşerinin
Yalanlarına tanık olduğundan beri aklım
Ben cam kesiği kollarımdan
Sızan her damlayla ölüme aktım.
Gittin;
Ben seni Hiç bilemeyecek olsan da
Köpek öldüren sarhoşluklarının
Delikanlı naralarına sığdırdım.
Umurunda olmasa da fark etmez
Senin ardından "Adını PİÇ koydum yalnızlığının"
( VII )
/Suskundu tüm heceler tekil acılarda./
Küf kokan bu şehirde
Yokken ayrılığının muhattabı
Gidişini fısıldadı dudakların...
Söyle şimdi,
Kimin yakasına yapışsın yalnızlığım?
İzbe yaşamların gereksiz kabullenişlerinin arkasından
Yağmur şahitliğine sığınan gözyaşlarımın vebalini
Kimden sorsun ortalık malı olmuş ruhum?
Gittin;
Susmaların çıldırtan seslerini çarparak gittin
Sensizliğe boyanmış duvarlara,
Kalma
Giydirilen hiçbir bahane üstüne oturmayacak nasılsa.
Gece siyahtan lacivert e can salarken baharın telaşıyla,
Yakılası sevdaların ölü oyuncuları
Son repliklerini söylediler farkında olmadan
Hayatın gök gürültülü fonunda...
Kalın perdeler kapanıp, Düşünce maskeler kucağa
Her birinin payına gitmek kaldı...
Sende onlar gibi gittin;
Kal/ma istedim aslında...
Çünkü ben;
Bıraktığın sessizliğin tetiğini düşürürken sana,
Kimselere bildirmeye gerek duymadığım
Anason kokulu intiharlar yazdım...
14/04/2009 Aydın...
cansız kalan dizelere sesiyle hayat veren ve şiirin isim babalığını üstlenen Şadan Cerit'e kucak dolusu teşekkürlerimle...
Türk edebiyatında Şeyhi'den tutun Neyzen Tevfik 'e Seyit Nesimi'ye hatta günümüz hiciv şairlerinden büyük usta Abdurrahim Karakoç ' a kadar bir çok hatta binlerce hiciv ustası argo kelimeleri kullanmıştır,argo kelimelerin kullanılmaması gibi bir düşüncem zaten yok. Ancak KISALTILIP GÖSTERİMİ DÜZELTİLDİĞİ zaman okuyucuya ayrı bir saygı sunar, bu noktada yanlış anlaşılmışım. Yorumumun kısalığına gelince nice değerli ustaların bir çok yorumda tebrikler deyip geçtiğini benden çok daha iyi bilirsiniz. Sizlerle böyle basit bir konuda karşı karşıya gelmekten dolayı büyük üzüntü duyduğumu belirtir saygılarımı sunarım.Daha gerekli konularda görüşmek dileğiyle vakit babamızdan miras değil.
Yorum yapmak edebi bilgi, olgun kişilik ve konuda derinlik ister.
Ocak 2009 tarihinde sitede sayın Işın Ergüney in bu konu ile ilgili açtığı forumu okuyunuz. Değerli ustad Bulut Kara'nın cevabıyla size cevap veriyorum.
Bulut KARA demiş ki;
Argo edebiyatımızın her döneminde vardı. Üzerine onca sözlük ve kitap yazıldı. Şiir hayatı sorgular ve gücünü hayatın ta içinden alır hangimiz hayatta argo olmadığını söyleyebilir...
Doğan hızlanın bir yazısı vardı bunla ilgili isteyene link verilir
Türk argosunun best of'u Argo, dilin baharatıdır...
Yorumlar mutlak yapıcı eğitici, öğretici, yol açan ve derin olmalıdır. (Örnek: Sait Açıkgöz) Ben böyle düşünüyorum öyleyse doğrudur demek değildir yorum yazmak! Sayfaya iyi/kötü bir şeyler karalamakta yorum demek değildir.
Sığ sularda debelenmek yerine Derin Sularda Kulaç atmanız dileğiyle.
ÖNERİ/YORUM😌
Serkan Bey; sadece sıradan bir açıklamaydı... isim kullanmadan duyulan ve duyulabilecek olan rahatsızlıklara karşı...
işin büyük şairlik kısmından tutmadan yapamıyacağım affınıza sığınırım. umarım ilerleyen yaşlarımda kinayede olsa takdir etmiş olduğunuz bu sıfata nail olurum... tabiki yapacak olduğunuz yol gösterici yorumlarında katkısıyla... şimdi izninizi istiyorum.
saygıyla.
Tabi Söylediklerinize Katılıyorum. Ben şiirinizi Tebrik ettim. Yorumların Bir tarafından tutup orasından asılmayınız. Kişisel bir yorum yaptım.. Kişisel.. Yani Kendime Has.. Kavramların göreceli olduğunu söyleyebilirim. Ben Yine ISRARLA SÖYLÜYORUM. TEBRİK EDERİM. Ve ben Belki de inanmazsınız ancak sadece şiirinizi okudum alttaki notu şimdi farkettim. Yani bunu da kimseye kastım olmadığını HATIRLATMAK için VURGULARIM. Saygılar Efendim...👍👍👍 Başlığı beğenmememin sebebini de şöyle izah edeyim. Argo kelimelerin nasıl yazılacağını sizler gibi büyük şairlerin Daha iyi bildiğini düşündüğüm için... Yoksa Bana ne... Değil mi?
önce Şadan beyin ustalığından etkilenmemek için direk şiiri okudum. kafiye/siz, "yaşam nasıl şiir olur" şair dilinde, güzel bir örnek buldum. şekspir tadı, tiyatral bir tad aldım. çok bildiğimden değil aklımda kaldığı şekliyle. kalem şiir yazmış bana keyifle okumak düştü. Şadan beye ise yorum yok, ölü dizelere can verecek ve dinletecek ustalıkta. her iki şekliylede bir güzellik derleyen şaire ve yorumcuya yüreğimden teşekkürler ve saygılar der giderim...