Adını S/iz Koyun
Yok,
Âlem-i devranın sefasında bir zerre namı
Şevki ukde şehrinin kederine
Vasfı acem dilsizi
Cennet çekilmiş yüzünde ala hüzünler.
Adı cana cefa
Adı züleyha
Adı sine-i harap gönül
Adı zamana şüheda
Adı derin yara...
Gevrek gözlü yorgunluğuna eşti son bahar
Çakal suretli loşluklarda kaderi yontuldukça
Adı yoktu aykırı yanlışlarda
Kaderine laciverti sürdükçe sert darbeler
Belindeki kuşak rengini alnına kazımıştı
Adı nevbahardı belki de
Adı tiril tiril sızlanan gözyaşı göletinde
Ve çocukların dilinde oyun olan tamara....
Adı siyah perdelerle örtülen kömür gözlü karaca..
Yılankavi kıvranmalarına eş değer gözyaşı
Tırmanıyordu yüreğine çarşaf gibi kayarak.
Bir sıkımlık canı kalmış hülyalarının
Nicedir silinmiş çay bardaklarından dudak izleri
Suskuya Leyla olmuş yamalı nefesleri...
Desem ki çocuk...
Seyre dalıyorum ikliminde kaybolan suretini
Ve kentinde hıçkırıklara boğuluşunu
Bir tutam geçliğin ihanetini kapıda bırakıp
Kentinde uyan çocuk
Yok ederken muhabbetin adamlığını
Dudağından dökülen küfrüne emri vaki sun çocuk...
Silinir baldıran tümcelerin iç çekişi elbette
Ortalığa düşmüş maskaralıktan bihabersin uyan rehavetinden
Kundağında ilkbaharı gülüşünle emzir de
Bir çift gamze çöreklensin dudak dibine
Hadi ay/aklan çocuk...
Toprağında göveren başaklara ihanet ederken bayramların
Kimler aldı bedeninden ruhunu
Kimler çaldı ruhundan insan olma duygunu
Çocuk!
Seyre dalıyorum dalganı denizini
Mecalsiz sürüyorsun resmine kirli maviyi
Biletsiz kaçışlarına göz yumarken vagonlar
Zoraki çekiyorsun topal hayallerini
Kentler ağlamaz çocuk
İhanete göz yumar kehanetle
Biliyorsun değil mi?
Yolcular hep kaçak ve mülteci tüm çocuklar...
'insan inandığı şeyler uğruna muhteşem hatalar yaparmış' ya
Yaprak yeşiline tutkun olunca gün
Gecenin gözlerden uzak niyetlerine
Sızınca sarhoşluklar
Tok sedasıyla cebini yoklarmış toklar
Veremli nefesi tenine alakaymış
Arzu hal çocuk
Arzu hali kusarmış...
Üzülme çocuk senden ibaret değil yanılgı
Bir katresin güneşte eksilen
Ve çoğalan başaklara yağmur gibi dökülen
Salyalaşan sözcükler göz kamaştırsa da ardından
Ve göbeğini kaşısa da lanetli her bezirgân
Bil ki çocuk bil ki, agâh olunmaz sonradan
Kalptedir bütün mahlas...
Sen kelebek kanatlarını topla çalılar arasından
Belki tutunursun kalbur altı zamana
Avare durmasın elin su iç sevda pınarlarından
Vur sazının tellerine
Bak akşam olur
Korkarsın karanlıktan
Türkünü söyle yeniden yüksek sesle
Nasılsa avuçlarında özgürlük t/uzağı maviler
Mevsim bahar ıslığı çaldıkça ayaklan...
Barbados'un yetim yüzü çökmüş çizgilerine
Mezonun lehçesiyle ağıtlanırken dilin
Hüznünün duvağında gözbebeğini öldürme
Gel adı suskunluğum
Adı merhamet silinmiş gözlerde yosma
Sana balyoz vuran ellerden korkma
Suskunluğum şahlandı dokundukça tuşlara...
...
Gel çocuk
Gel
Seç takvim yapraklarından kınını
Bağışla
Bağışla efkarınla adını...
'Zalimin talim ettiği yola minnet eyleme'
Adını adını ihsan eyle...
Not:Göremediklerimize,sesine yabancı kaldıklarımıza, hayatla savaşan kadınlara,rızkı çalınmış çocuklara ve dilsiz kalan merhamete söyleyemediklerimiz......
Göremediklerimizin ya da bakmaya kıyamadığımız günlerimize armağan misali akıyor geceye doğru, dizeler.Çoğumuz yollarımızı kaybederken karanlığın silüetlerinde,bir kıvılcım gözüyle rehber olurdu duraklar mavi hayallerimize.İşte buna katkı sağlayan yine bir şiir daha,Hazal'dan(abla).''Bir şarkı(şiir) vardır hani: Çocuklar,çocuklar inanın inanın çocuklar güzel günler göreceğiz güneşli günler'', veya ''bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya... En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir...''
'insan inandığı şeyler uğruna muhteşem hatalar yaparmış'
Bazen çoğumuz bile şaşarız buna;ama elimizden yine birşeyler gelmez.Farkında değilizdir yani yaptıklarımızın.Zaman alır götürür bizi sadece uzaklara...
Yüreğine sağlık abla mükellefti..
Tebriklerimle
Notunda "...söyleyemediklerimiz" demiş şair, amma: "Adı cana cefa / züleyha / sine-i harap gönül / zamana şüheda / derin yara..." da demiş; yetinmemiş, iz koymuş. Daha ne konulabilir ki? Kutluyorum.