Ağıt ve Şair
- Yücel Kayıran'a
Ağlarken değişiyor, her şey
ışık yağmur oluyor gözümü kırpınca
ıslak kirpiklerin yanılgısında
yağmur ve ışık dudak dudağa
öpüşmenin çılgınlığında
yağmur şaşkın
kirpiklerim ıslak
yerden göğe yağar gördüm
ilk adımları
Nuh'taki tufana değdi
sonra içime girdi sağanak
Seldi
kaldırımlara vurdular bendeki şairi
yağmurlar
yağmurlar
şiirimdeki suda beni kaç kez boğdular
Nasıl edeyim nere gideyim
ete, kemiğe
pıhtıda kana
Adem'le Habil'e kızıp gideyim
Damlara girmeden müebbet yerim
affıma sığınmadan girerler gönlüme
ekmeği kuru
peyniri küflü
reyhanı uçmuş
ey aşkları suflör hayat
soğuttun şiirlerin tadını
bu yüzden hiç olmadı doyan
ve hep aç kalkılır aşk sofrasından
kala kala kuru dalda ayaza kaldım
göğe sesi ağmış avaza kaldım
beni koparan suya ne deyim
Nasıl edeyim
nere gideyim
halden anlamayan insan elinden
boynumu bir yana büküp gideyim
Nasıl edeyim,nere gideyim halden anlamayan insan elinden boynunu bir yana büküp gidenim Gidecek yerimiz yok ki?Keşke olsa.Sucumuz bu toprağın insanı olmak mı? Saygı ve sevgiler.
tebrikler üstad ağlatmışsınız kaleminizi👍🤐
mrh.şiir de gizemi savunuyodun,ne güzel çıplak ve türkçe yazmışsın teb.
Halden anlamayan bir dostun elinde, insanın boynu da bükülür, beli de.
Anladığım kadarıyla: bir insana değerinden fazla değer vermeyeceksin, yoksa üzülen sen olursun.
kutlarım Sait bey, ders alınacak harika bir şiir okuttun bize, teşekkür ederim.
şair her zaman aç ve açıktır ki kapanırsa gözleri veya elleri kendine yabancılaşır şiirleri...
kutluyorum içtenlikle...