Akide Şekeri Ağıt

Baba
Kaç bahar oldu hasret vapurları kalktı limanlarımdan.
Baba,
söylemlerin ilk bebekliğimde ki kadar sıcak ve dingin..
Hala bıraktığın yas niyetine göz ırmaklarım engin..
Baba sözcüğünün anlamı yitik
ilk çağ çocukluğumdan beridir Baba...


Hangi düş ikileminde yaşatırsın oyuncaklarımı,
Ellerim hala tezek kokarken
Adımlarım çoban baba.
Söz kesilmişken bir Ağrı köy sabahına.
Yokluğun arşsınsız uzak babalık tanımlarından
Ne çok yitirmiş anlamlarda yaşatırken seni.


Usulca omuzuna yaslanmak vardı hani
Tüm bebeklik hallerimin kokusu sinmiştir tenine
?'Benim de sırtımı yasladığım çınar misali babam var ..''
Demelerim olacaktı baba..
Hani bir akşam üstü belki günün her hangi bir salisesinde
Tüm babalar gibi oğluna kağıt kese içinde akide şekeri getirmeni bekledim.
Ne zaman bir bakkala girsem
Hala gözüm cam kavanozlar içinde şekerlere takılı kalışım bundandır belki..

Baba
Benden dahamı çok sevdin
Gittiğin dönülmez gurbetleri haaa.!!.
Söyle baba!!...
Yığın topraklar üzre her şey mümkün
Benden daha fazlamı sevdin taş yığınlarını..
Hangi baba taşı daha çok sever evladından,
Hangi baba toprağı daha çok sever oğlundan
Söyle baba..


Dönüsü olmayan yollar çok ırak bilirim
Hiçbir vasıta geçmez gittiğin yerden.


Giderken
Öksüz gülümsemleri yüzümde miras bırakmışsın.
Mirasın hala g/özümde ıslak ve asılı kalır.
Her omuz silkeğimde nazlarım düşer ayak diplerine
Sen yoksun ya
Naz lisanımdan özlemlerim eli mendilli
Hasrete bulanır