Akrep Ölümleri
..biliyorum
bu dağınıklığım sana göre değil..
yaşanacak bir yer kalmamış aşk için
gitmeyi deneyelim
devrimlere deniz taşımayı
içimde bir yumru
sanki kocaman bir kaya oturmuş gibi ölümlerime
intihar heveslisi deli gözlerinde öfkeli bir şehir
biz seninle bir düşün koynunda yarınları uyuttuk
gece eylemlere koşuyordu
mide ağrılarıyla sabah oluyordu voltalarda
şarkılarımız dağ çığlıklarında
sıcak ve lacivert bir temmuz gecesi
herkes gitmiş içimizden
biz gitmişiz avuçlarından baykuşların
tiz bir ıslık ağaçların yamaçlarında
yaprakların kıyılarında gergin dirilişler
tırnaklarıyla toprağı deşen solucanlar
her yer bizim bu gece
bir kız ve oğlan çocuğu sevinci
bardaktaki güllerin boynu bükülmüşlüğünde
masum bir pencere düşü
belki dakikaların gök gürültüsü
yıldırım düşmesi horonlarımıza
karaya çarpmış deniz yıldızları
çoban uğultuları soluklarımızda
şurada duruyordu dün
kırmızı dağlar ve mor ırmaklar
balıklar oltalara isyan ederken
tapınakların mermer boşlukları
kıvrılıp yatan bir kedi yavrusu
ıslak
gece ağarmadan kulaklarımıza değen
ezan sesi
akrep bekleyişleri var göğsümde
yengeç kıskançlığı
yelkovan hasretliği
al bu karanlık sesleri üzerimden
bir mavi çıkar ceplerinden ansızın
kelimelerimi tut yoksa düşeceğim
bir romanın çıkmayan sayfasından
zaferlerim bir leylak kıpırtısı dallarımda
patlıyor sabahın namlusu
ucundayım yaşamın
zincirlerimde çekirge sıçrayışları
prangalarımla
ben her sabah böyle kanarım
ve bu şehirde her gün sabah oluyor
bir arı kovanı
düşün ki
ben bir akrebim
zehrim yetmiyor
yaşamak için
...
fulya/temmuz2011
<3