Alacakaranlık Aşkta Pinhan Bakışlar
Ruhumda gök gürültüsüyle başlayan,
Alacakaranlıklar.
Her çarpışta yıldırım gibi parlayan,
Pinhan bakışlar.
Yüreğimden kopan,
O asi nekba.
Duygularıma deşne gibi sokulan,
Terki viran oluşlar.
Sonra aniden yanımda,
Hahiş tutkulara karışmalar.
Sevginden günahkar olmalar.
Ve birlikte uyanışlarda,
Özlenen aşkı sabahlar.
Yarınsızlığa mahkum bırakılışlar.
Kalbime tam içine saplanan,
Demir süngü gibi haykırışlar.
Kanayan ve acıyan,
çekip çıkarışlar....
Dönüp duran,
Bu manasız koşturmacalar.
Sonu olmayan,
Büyülü bir kuyu gibisin bende,
Kuyunun içinde eriyen bir sabun misaliyim sende,
Seni karşımda her gördüğümde,
O tılsımlı hallerine takılıp kalıyorum düşünülerimde.
İdamlık mahkum gibi,
Takıyorum boynuma kimi zaman,
İlmik misali bilinmez düğümleri,
Çözemiyorum içimde,
Senli karmaşada gizli hislerimi.
Geçiyorum kendimden o yeşil bakışların derdiyle.
Kayboluyorum sonra gözlerinin o derin harelerinde.
Silkeleniyorum birden bire.
Düşlerimin,
bile sana tökezlediği,
Bu alacakaranlık sevgide.
Gizli saklı dehlizlerin içinde bile hissediyorum,
Her soluğunu meşduhla,
Kaçmak isterken efsunlu bakışlardan,
Tutuklu kalıyorum yosun yeşili gözlerinden,
Yansıyan gölgemde.
Gem vuruyorum belki de,
Senden uzak durmak için kendime,
Yüreğime gizlice hüznü feşan eyleme,
Yapamıyorum pinhanda olsan uzakta sevginle.
Kaçsam da olamıyorum sevginsiz başka yerde,
Sırra kadem basıp kaybolduğumda anlarda bile
Nefesini hissediyorum her yerde,
Ruhsar'ına dokunuyorum içten içe gizlice,
Bakışlarınla eriyorum pare pare sessizce,
Sonra dudaklarında ab-ı hayatın
Tadına varıyorum yudum yudum,
Bâde bâde içtikçe kana kana,
Sevginle meşhun olup can buluyor bu ruhum...
İdam mahkumu gibi, Takıyorum boynuma kimi zaman, İklim misali bilinmez düğümleri,
kutlarım okuna güzel bir şiir sağlıkla hep mutlu kal güliz.
sırlı sözlerle işlemişsin nakış nakış tebrikler...