Albümden Eski Bir Fotoğraf

Gün geceye dokunurken
Alırsa isyan alımını
Alevinde muradın mumu yanmaz mı?


Dudaklarımda adın dilden dile,
Çöker yolculuğuma provasız
Ben seninle bütünleşmişim
Sararmış gönül kafesi ölmüş mimozaya
Uzanır mı mor denize
İhbar ederken kendine
Bu zavallı Leyla'nın zihni yorgun!


Eyvahh!..Hemde ne eyvahh..


Zamanın anaforuna,
Bir rüyanın girdabı mı nişan aldığım..
Son yaşam kırıntısı ruhumun darağacı
Bir his doğurmuş aklın tam ortasına
Kayboldum
Niye bin güneş bin ay?



Gökyüzü bile ağlarken sağanak
Raks ediyor külden ağaçlar bak
Belki cezbiyle geçer
Bir şimşek daha çakar yüreğime
Bir poyraz bir sarı yel
Bu akşam ''sus' var.___________




Muhtemelen aklımı kaybetmişim
Silik hayaller boşluğu göz bebeklerim
?Yeşil sarıklı evliya yataklarının huzurundayım'
Belli ki..
Masal sonraları taş sessizliği.



Çıkarıp albümden parmak uçlarımı..

Ahhh.. ahh
Eski bir fotoğraf
Rengi siyah beyaz.
Beklerde öper mi yeniden
Onu ne çok beklediğimi bilerek
Suretime denk yaratılmış bir mecnunu.



Sarsıntılar tini kıranlar
Yoksa nasıl öğretecekler
Bir hayalin göz bebeğine uyumuş,
Uyuşmuş iken,
Böyle böyle sel olur işte maziler!


Veya ..
Nehir çılgınlığında bir düş yansıması
Siyaha tepkili
Siyaha melankolik
Biriktirmeyi öğretirken
Beyaz bir güvercinin kılığında
Gezinen çapulcu parmaklar..!



Ve kurgusal bin masumiyet
Herkesin gözü önünde
Sayısız tren istasyonlar
Her demir yolu bildiğimiz gar!



Bir kez gelir onlar
Bir varmış.. bin yokmuş gibi
Yediveren renk sayıklaması
Şimdi bendeki mimozalar..



Üçü
Dördü, peşinde
Yüz binler şimdi yolcu..
Eylül ?de geçiyor ya hani
Bağışlayın beni kaybolanlar
Bu akşam 'sus' var._____________