Alegorik Söz Dönümü
Arzu edilen bir yüz dönümüne düşen suskun tabanlar
Islak bir zemheri
Layıkıyla kendini kaybetmiş eski usûl bir virtüöz
Saman rengi gün doğumlarında kalmışız
Kollarımızda üşüyen geçmiş taneleri
Alevine kül olmuş birkaç sigara paketi
Orta Çağ filozoflarının skolâstik fikirleri
Ceplerimizde kırık aynalar
Parmak uçlarımızda yaban mersinleri
Göğüslerimizde kuruyan kan lekeleri
Köhne Kısa Cümleler Caddesi'nden hallice
Boğaz manzaralı intihar ilanları
Sokaklardaki bedenlerin üzerinde çıplak kadın figürleri
Astronomi müzesinden içeri dalan yavru yıldıza söylenen
Anadolu ninnileri.
Üzerimizde Auschwitz lekeleri
Üzerimizde ölüme âşık ateş ritüelleri
Üzerimizde bardaktan boşanırcasına mutsuzluk
bilinçli tercihlerimizin getirisi.
Avuç içlerimizde erimiş hayat çizgileri
Tırnak uçlarımızda tırmaladığımız nefes alma hayalleri
Cennetin kapısından geriye kalmış pirinç bir tokmak var başımız üzerinde
Saçlarımızda fahişe yatağından çıkma bir koku
Gözlerimizde kekeleyen bir çift çocuk
Sevgiyle olan felsefi tartışmalarımızda eski bir unutmuşluk
Biz, sonsuz sandığımız kurtuluştuk.
Bataklık gibi içine çeken bir geçmişin defolu ürünleri
Mutun imkânsızlığını Pamuk Prenses'in kulisinde öğrenmişliğimiz
Öyleyiz biz, böyleyiz.
Hem kadın hem de alayına adam!
Hemcinssiz bir çınar ağacının kanadından düşmeyiz.
Tuvalet köşesinde düşürülmüş, sonra orada büyümüş
Ve bir lanetin içine doğmuşuz.
Bir her gün okunan o bedduaların dart tahtası
Biz uzun şiirlerin kısa parmaklı şairleri
Biz kısacık hayatımızın tonluk ruhunu taşıyamayan iki beceriksiz.
Biz sadece sen ile bendik.
Biz aynı bedenin içinde
Aynı bebeğin beşiğinde
Aynı şafağın ıslak gözlerinde
Aynı umudun tek yönlü çemberinde.
Efendim; ''eski usul bir virtüöz'' Bu bölüm için tam TDK'ya yüklenecekken şairin TDK'nın şapka uygulanımını pek de önemsemediğini gördüm.Eski usul bir virtüöz değil de eski usı»l bir virtüöz olmalıydı.Bu şapka kullanımını neden bu kadar önemsiyorum işte örnek gözümüzün önünde;usul-usı»l.
Orta çağ filozoflarının skolâstik fikirleri kısmına gelince;orta çağ felsefesi karanlık felsefe diye adlandırılır.Çünkü bu dönemde yapılan felsefe,felsefeden çok din dogmalarıyla ilgilidir.Aziz Agustinus İmam Gazali ve diğerleri.Lâkin günümüze dönüp baktığımda Ortaçağın karanlığından aydınlanmaya çalışan fikir ve fikir adamları görüyorum. Modern felsefe diye adlandırılan Descartes ve sonrasında da Orta çağın izlerine rastlamaktayız.
Yer yer özel ve herkesin bilemeyeceği ve bilmesinin de elzem olmadığı kelimeler geçiyor.Auschwitz gibi.Bu kelimeler için alta dipnot düşülürse insanlar hem şiiri daha iyi kavramış olurlar hem de bilgilenirler.
Auschwitz;Nazilerin toplama kamplarından birisi ve en büyüğüdür.
Şiirselliğe gelince;ucu açık bir akış var.Yer yer okuyucunun zihninde sadece izini bırakıyor şiir.Tam anlamıyla bir vücı»da geliş yok.Gölge şiir diye tanımlıyorum bunu ben.
Müsaadenizle.
..herşeyi olan şiir..gizsiz..insan ve ruhunun heyecanları hezeyanları hayat toplayıcısı ve tarihinin anlatısı..özü kadın sevda..teşekkürler hilal hanım..tebrikler...