Ali’m
Bu kadim topraktan uzak dur
Ateş çölü olacaksın Ali’m
Uzaklaş
Nefesini al, kulağım kokuna takılıp
okumadan
Beni sığ gecenin göğsünde yalnız bırak ve git Ali
Kiralık aşkın terziliğini bilmesem de
Endişelenme
Henüz kalbine doğmamış cümleleri
Dikmeyi yeterince öğrendim
İçimde hiç açılmayan o aşk köprüsünde Ali’m
Ayrılığı çoktan dudaklarıma dikmiştim
Seni kendi sularımda boğmaya çalışırken
Neden seni sığ bir rüzgardan çekip çıkaramıyorum?
Ali Ali’m neden neden
Rüzgarların anneleriyle
Kalbimin kıyılarına vuran renkler hep siyahtı
Ve gördüğüm bütün hayaller her zaman zifiri karanlıktı
Gözlerime son kez bak
Kalbimden bir aşkı koparıp gitme zamanı
Gel benimle sen
İçimizdeki Marmara’ya hücum eden
Arnavut kökenli aşkın selasını okuyalım
Sen bana ölü taklidi yap
Varsın karanfil kokulu atlar koşsun ölü
Ben sana
Sana ben tabut olurum Ali’m Ali
……………..
………….
……….
……
….
…
..
.
Eyvallah mutlu etti
Edebiyatla Ailem
Tebrik ederim Tülay hanım. Yürek yüreğe mezar olurmuş, şiirde tabut olmuş. Eninde sonunda sevgiyle yoğrulanlar her halde, kanat olurlar birbirlerine. Sevgi, çile, aşkla çile çekmek kuşlara çevirir insanı...
https://youtu.be/yfZvgck1thc
🍃🤍