Arafta Bir Şair
arafta sıkışıp kalmış şair
unuttuklarımızı bildirmeye geliyormuş
birer şiir yazacakmış her birimize
kendini bin bir parçaya bölmüş
bin bir parçayı tekrar bin bir parçaya bölüp
varoluş gerçeğini hala çözememiş olsa da
kimlik defterlerimiz naylon poşetlerden çıktığından beri
acıyı bile eskitmişiz sızılarımız duyarlılığını yitirmiş
gizli bir el yüzümüzü cehennemle kapatırken
habire gülüyormuşuz habire
gözlerde bir namlunun soğukluğuyla
ah bilmiyormuşuz
onun gibi müebbet arayışa mahkum edildiğimizi
alnımızda unuttuğumuz elma şekerlerini hatırladıkça
yutkunurmuşuz içimizdeki çocuklarla
yutkunurmuşuz da körebecilik dışında çocukluğumuzu
yaşatacak hiç bir şey yapmazmışız
mum kokulu kadınlarla mum kokulu adamların
aynı şarkıyı hafif bir şeyler eşliğinde dinlemesiyle sınırlıymış mutluluk
beşinci mum tükendiğinde ten sıkılır
yitirilmiş aşklara yitirilmiş anlara bir yenisi eklenir
maskara yalnızlıklara dönülürmüş
severmişiz düşlemeyi
bilinmeyen bir dilde konuşurmuşuz pencere pervazlarıyla
günah ve masumiyet kaburgamızı okşarken
aynalarla kavga edermişiz durmadan
arafta sıkışıp kalmış şair
aynaların bilgeliğini abarttığımızı söyleyecekmiş bize
birer şiir yazacakmış her birimize
kendi zehrimizle imtihan ederken kendimizi
ölü seviciler sus kalmış nesilden isyankar bir ceset çıkar mı avlamaya çıkmış
vimpirler ise bu son masal bu son masal
kandırıyormuş bizi
diyor ki
arafta sıkışıp kalmış şair
bu kadar pahalı değil hiç bir masal
tek masal
insanca
yaşamak...
..şiir ve şair eş güdümünde stratejik sorgusundaydı iç dünyasının hayat yanından türkçesi boşluk arası insan masalı gerçekliği teşekkürler tebrikler
eyvallah can...