Asırlar Öncesinden Sonsuzluğun Sonrasına

Alfabemin ilk harfi aşka yemin olsun;
Seni bana yazdıran o öksüz,
O kayıp ilham perisi tüm bu şiirlerdi
kanadından sardığı tütünü ağzına ilikli.
Ve şafağın göğün kumaşından sökülmediği
esmer bir vakitte;
Pusuya yatarken
Çehrelerimiz arasına uzanmış coğrafyada;
Gri tuğlalı bir köprüydü
Dudaklarımızın şehvetle edilen raksına.
Fakat niçin söylüyor şarkısını ölüm ayetleri
Bu kadar zamansız ve hiddetli;
Adının duasına süngülü; konağımın kapısında?
Şayet ki sensizliğin vasiyetinde benim için varsa
ayağına nal vurulmuş bir atınki
kadar özgürlük;
Affet; yüz çevireceğim içtiğin ant dolu şaraplara.
Kim bilir;
Elemi yutuyor diye tapındığımız gece için;
Kapısını vurup çıktığımız
nice gündüzün intikamıdır belki bu veda.
Fakat rahmi hangi çayırda büyüyor olursa olsun;
Sensizliğin çatısı kuru tutamaz
beni
Yağmurlu bulutların altında.
Bir lahidin dümenini tutup kaptan olduğundan beri;
Felahım bel bağlar
Yalnız bir duaya;
'Ezbere biliyorum ölümün ne demek olduğunu,
Anne, bir de sen beni doğurma!'

Havva'yı Adem'siz bırakan elma ağacına yeminler olsun;
Avlumda esen kokuna ?son' diyebildiğimden beri;
Üzerine heybetli dağlar dökülen
Çorak bir toprak parçası oldum ben.
Akbabalar mürebbiyelik yapar
Ben, umudumun sürgünden yolladığı mektupları okurken.
Annesini fahişelerin ülkesinde;
Başıbozuk caddelerde arayan çocuğun
Gül yüzü yanar yalaz yalaz şöminemde.
Çobanlık yaparım ben
bir keder sürüsüne.
Hayallerim tutuklanır ?cinayet zanlısıdır onlar
İntiharlar bulunur mazimin çekmecesinde.
Ah, niçin o vakit senin olmadığın yerdeyim
ben hep?
Kalmadı mı Tanrı'nın yüreğinde bir parça
merhamet?
Söz vermiştin;
Cennetin bir diğer adı değil miydi bana geri dönmek?

Sensizlikten öncesi ve sonrasına yeminler olsun;
Mevsim kalmadı artık yapraklarını sayacak;
Bundan böyle ruhumun uzandığı yerdir
Meleklere uzak olan yakada
bir Araf.
Sensiz yaşayabilmek;
Tanrı'nın bana yasakladığı en büyük günah!
Özlem içimde büyüyen bir çocukken,
Kınımdan çıkarıp atmaya kıyamadığım kılıçtır bu aşk!
Ah, ne olursun söyle
Boğazıma biriken bu çöllerin,
Ayaklarıma kapanan cehennemin,
Mahkum edildiğim bu sensizliğin sahibi
sen misin?
Dayanamıyorum karların altındaki bu memlekete
Üşüyorum Azrail,
Ört üzerimi sevgilimin son sözüyle.

21 Mayıs 2010 51 şiiri var.
Yorumlar (11)
  • 14 yıl önce

    saatlerce yorumlanası bir şiir ! Tebrikler!

  • 14 yıl önce

    Mahkum edildiğim bu sensizliğin sahibi sen misin? Dayanamıyorum karların altındaki bu memlekete Üşüyorum Azrail, Ört üzerimi sevgilimin son sözüyle.

    Baştan sona "şiir" in özgünce nasıl olabileceği,kelamların nasıl ruh bulabileceği,anlatıların nasıl göğe selam verebileceğine bir örnekti.İçerisinden çekip alınacak,incelenecek,üzerinde konuşulacak çok kısım var.Kimi şair olmak için uğraşır,kimi ise zaten şairdir hayattan beslenir.Hayatın cam kırıklarından,can acılarından,siyahından,beyazından nice unsurundan.Bu sayfaya geldiğim vakit bilirim ki usumu allak bullak edecek,yüreğimi susturacak dizelerle karşılaşacağım.Hiç yanılmadım şu ana dek,bu saatten sonra da yanılacağımı zannetmem.Tebriklerim çokça,hep daha ileriye büyük adımlar atan,büyük dizeler söyleyen şaire.

  • 14 yıl önce

    GÜZELDİ MÜKEMMELDİ ŞAHANEYDİ YÜREĞİNE SAĞLIK DOST

  • 14 yıl önce

    bütünüyle güzeldi.

    tebrikler.

    sevgiler.

  • 14 yıl önce

    Ve şafağın göğün kumaşından sökülmediği esmer bir vakitte;

    taklıdım bu kısıma,

    işte o vakitte,evvel zaman ezel zaman,

    şairler yaşarmış,

    raks eden hülyalarda

    sevgiyle kalın...