Aşk Siyahtır Aslında - IV
Esip geçiyor bu kör saatte
kokunu getirmeyen rüzgâr yanımdan
yelkeni yırtılmış tekne gibiyim
öylece duruyorum kıpırdamadan
?Tek saniye ilerlemiyor zaman?
yağmur en tatlı buse
usulca yanaklarıma konan
hüznün otağı zihnim
ilerliyor sisler altından
?Ah! Yâr, ölmeden son bir kez sesine dokunsam?
lisan-ı halim tarifsiz bu gece
ömrümün son demi acıdan talan
can kesiği mahzun yüreğim
düşlerim eskisinden daha kırılgan
?Yokluğunda yarımım,tamamlanamam ?
sessizlik kuşları yorgun pervane
kanat kanat dudaklarıma ram
kırk kilit altında adımlarım
zerre kanım akmıyor damarlarımdan
?Gök yarıldı yarılacak sus orucumdan ?
acı çöreklenmiş sinsice
kedere teslim bende hüsnü zan
yine firari gülüşlerim
tunçtan gözyaşlarım dökülür yuvalarından
?Ah! Yâr, ölmeden son bir kez yine sarılsam?
gündüze dönerken damlarda gece
odam bana benzemiş darmadağın
bitap düşmüş ellerim
sayfalar dolusu yok ayazından
?Oysa eskiden terennüm ederek geçerdi martılar mısralarımdan?
tek satırlık saltanatım vardı
mührünü açamadığım dudaklarında
döksem kederimi umman almazdı
suretim yansımaz sırlı camlardan.
cok güzel kaleminize ,yüreginize saglik🙂🙂🙂
Geceye şiirinizin siyah büyüsü düştü teşekkürler.