Aşka Beraat Düşsün Gecenin Gölgesinde
//Aşk olmayınca
gök gürültülü sağanak halinde
Geziyor duygular bulutlarda,
Vuslatta yazsın kalem artık satırlara,
Yoksa paslanacak gönül gergefim,
Firak şerhi düşerken her seferinde sevdanın hüküm hanesine,
Hiç aşka beraat düşmeyecek mi gecenin gölgesinde?///
Kaç geceye hüküm düşüp,
İdam ettim ben
Senin kirpiklerinde, bilir misin?
Acıyla can çekişip yorgun düşünce bedenim,
Kapattım gözlerimi
Karanlıktı yine özlemim,
Bakışlarındı beni bekleyen gecenin koynunda,
Usumdaydı saklıydı hep hayalin
Uykuya dalıp rüyalardan uyanıncaya...
Kaç gece tanrıya yakardım ben bilir misin?
Ağlatmasın seni hiç üzmesin,
Kem dillerden çıkan sözler diye,
Hani o kirpiklerinin kırıldığı yer var ya
Orada gizli duruyor
İşte sende saklı düşlerim,
Hep korkarak yaşadım ben aslında,
Ruhunda kopacak bir fırtına sonrası,
Gözünden yağacak bir sağanakla,
Düşer hayallerim biranda katre katre senden uzağa,
Kaç tane gökkuşağını indirdim ben yerlere,
Bilir misin?
Gökyüzüne kurduğum rengârenk bir salıncaktı hayalim,
Saçlarında papatyalar,
Dudaklarında samanyolunu söylerken dillerin,
Yıldızlar ve ay şahidiydi
Göğe her yükseldikçe sevgimizin.
Kaç kere mehtabı doğmaktan men ettim,
Ben bilir misin?
Seni getirmedi diye kollarıma?
Zifiriliğe büründü biran gözlerim,
Beklerken seni elimde kaldı
Sana topladığım yıldızlardan çiçeklerim,
Ama yine de tek umuttu
Yaşama pamuk iğliğiyle tutunmuş teğelim,
Koptu kopacak diye yaşarken,
Sana vereceğim o çiçeklerdi
Katran karası gecelerde
Gözlerine çıkan yolu aydınlatan tek gerçeğim
Kaç kere denize küstüm ben bilir misin?
Senin sevdanın uğruna dalgalara sırt döndüm,
Tutkundum oysa senden önce ben okyanuslara,
Yosun kokusu olmalıydı benim soluduğum havada...
Ama seninle yaşanacak bir aşkın uğruna,
Bıraktım maviliklere olan sevdamı köpüklerin koynuna...
Kaç kere kameri kıskandım denizden bilir misin?
Her med cezirde,
Denizle ay koklaşır dururdu birbiriyle,
Yakamozlarda kıpır kıpır eşlik eder,
Ederdi bu sevgiye,
Ama onlarda benim gibi hep uzaktı sevdiğine,
Ay denize hasret düşerdi gecenin rengi
Dönünce tanın kızıl rengine,
Karanlık devredince nöbeti güne,
U/mutlu olan bakışlarım dalardı derine,
Ayrılık ateşi düşer bir anda gönlümün içine.
Kaç yalnızlığı biriktirdim ben
Yastığımın altında bilir misin?
Kimsesizliğin ağırlı altında ezilirken bakışlarım,
Sana olan sevgimdi tek dayanağım...
El açıp yakardım,
Bizi kader yazgısıyla yan yana getirene,
Adaklar adadım geleceğin günün sevincine.
Mumlar yaktım Aya Yorgi'de aşkın büyüsüne,
Papatya fallarında seviyor diye koparttım her seferinde,
Senin sevgindi her fırtınada ektiğim yüreğime,
Bazen rüzgâr zarar verse de sevgime,
Aşkın ışıltılarıydı büyüyen gözlerinde,
Saçlarında papatyalar,
Yıldızlardan buketin,
Ve Ok gibi insanı idama sürükleyen kirpiklerinle,
Bir ışık hüzmesi gibi süzüldün içime.
Bak özlenen sevgili karşımdasın işte.
Yalnızlığımdı sırtından vurulan şimdilerde
Ellerinin kokusuydu dokunan yüzüme,
Geldin yaa artık
Dudaklarımda sus,
Gözlerimde demlen,
Sen özlenen aşk kokusu,
Geldin ya artık yanıma,
Toplanıp gitsin cümle alem...
hiç aşka beraat düşmeyecekmi gecenin gölgesinde
kaç geceye hüküm düşüp idam etim ben senin kirpiklerinde bilirmisin?
hüzünle süzüldüğüm mısralarda denizlere küstümk yüz çevirmişken hayata
mısralarınızdan tekrardan umudu doğurdunuz ve hayata sımsıkı bir aşkla başlatınız yüreğimizi ve böylesi güzelleştirdiğiniz şiiri ben mısralarınızdan akıp gittim harikaydı kocaman yüreğiniz dert görmesin
geldin ya artık yanıma toplanıp gitsin cümle alem👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍