Aşkın An/kara Hali...

bu şehirde aşk
kamusal alanlarda bürokratik sızılarla yoğrulur
bir deli hüzün bağdaş kurup oturur
dudaklarının acıya küskün kıvrımına
önün, arkan, sağın, solun mâşuk,
saklanmayan mecnûn olur






bu şehirde aşk
resmî mekânlarda
gayrı resmî bir sevi manifestosuyla boğulur
uluorta
ve
sehven yazılmıştır kara bir yazı alnına
yazgının adı küle kesik bir hâr
yazganın Kahhâr olur






bu şehirde aşk
polat mızraklarla avlanmış kısrakların
gözbebeğindeki aktif yanardağda durulur
iffetine halel gelmemiş yangınlara dalar düşlerin
neden sonra
tüm kutsal kitapları reddeder infâz hükümlüsü yüreğin
taba yorgunu sahrada
arp vurgunu bir bedeviyken gülüşler
haram sevdâlara dîl uzatmak helâl olur









bu şehirde aşk,
birkaç haylaz imge oynaşması
bir tutam melodi
ve çokça
murt kokulu bir sanatla ovulur
paraf düşülmüştür hüzün yüreğinin kıyısına
yine de bir güvercin havalansa semâdan sînene doğru
sol gözünde delişmen bir seğirme olur







bu şehirde aşk
meşru bakışların tınısında
memnu ve ütopik sevişmeler doğurur
satır arası arzularda paragraf başı ünlemdir mazoşist korkularımız
leyl düşünce dem'e
akreple yelkovan kavuştuğu an
ellerimin terli ayasından bin büklüm zifîr saçlarına
ığrıplardan azad bir tehcîr-i sevdâ olur








yani bu şehirde aşk
memur resmiyetinden
ve sivil kramplar lügâtinden sorulur




bir adam
bir kadının berrak aşkına soyunur
kadın adamın kurşun nazârıyla sol yanından vurulur...




ve ne vakit
memnû/niyetle
bir adama aşık olsa bir kadın
cennetten bin fahişe kovulur



(A-Y)

04 Haziran 2009 81 şiiri var.
Beğenenler (26)

Henüz beğenen olmamış...

Yorumlar (49)
  • 15 yıl önce

    demem o ki... herşeyin koyu bir resmiyetle kıvrandığı bu şehirde, resmi olmayan tek duygu AŞK'tı... illegal olsa bile............

    şimdi düşündürüyor dinleidğim parça...

    "ölü bir kız neresinden öpülür?"

    -öpülmez ölüleri rahat bırakmak gerekir....

    ne diyorum ben:)

    sevgilerle ve teşekkürler yorumlar için herkese

  • 15 yıl önce

    öncelikle teşekkür ederim kardelen... ne kadar güzel tahlil etmişsin dizelerimi ve ben yüreğimden ulaşabilmişim demek ki yüreğine... şiirde sırf hoşa gitsin, şiiri doldursun diye ne tek bir dize, ne de bir tek imge kullandım...şiir bendi, ben şiirdim... mekandan, zamana, yaşanılanlara, hissedilenlere kadar... bir mekan düşün... boyalı duvarlar, resmi ve kızılımsı bi kahveye boyanmış bir kurum...işte burada her şey bir boşluktan ibaretti ve yorgundu mekan, kendisini saran o deli renkten (tabadan) ki bizim gülüşlerimiz o renkten yorulmuş boşlukta hep bir müzikle (arp sesi gibi) vurulurdu şakaklarından... yani gülüşlerimiz yolu izi belli olmayan bir bedevi gibiydi, kırıldı kırılacak, vuruldu vurulacak ve dahası en delişmen anında hep bir yorgunlukla kıstırılacak... böyleydi gülüşlerimiz çünkü haram olan bir sevdaya, helal diyerek deli bir yanılgının yamacında cebelleşirdi kırılgan umutlar... yine de sanattı herşey...ben imgeydim, o melodi ve bu murt kokulu sanattı bizi biz eden...söylenmemişliğin tenhasında, benim içimde büyüttüklerimden ibaretti o sineme konan güvercin ve gözlerimdeki haylaz seğirme hep bu yüzdendi...

  • 15 yıl önce

    tebrikler güzel paylaşım için yüreğinize sağlık

  • 15 yıl önce

    Şair,fevkalade bir paylaşımla seçkideki yerini almışsın,çok başarılı bir çalışmaydı.Okumak irdelemek çok keyifliydi. Tebrik ve teşekkürler paylaşımdan ötürü şaire.

  • 15 yıl önce

    'leyl düşünce dem'e' genellikle gece ağırlayandır,dem ise misafir..Ama bu şiir aykırılıktanda nasibini almış.Bu kısım itibariyle aşkta yokuş yukarı çıkışın tasviri boy göstermeye başlamış. Muhtemelen o tatlı nağmelerin etiketi muharrişlikle eşgüdümlü anılmaya başlanmıştır,artık güneş gece kadar dudak kıvrımlarına ilişmekten uzaktır... Bir göç ki efratlarının yüreği üryan,manşetlere iliklenen maziyle ilerleyiş ağır aksak. ... 'bir adam bir kadının berrak aşkına soyunur kadın adamın kurşun nazârıyla sol yanından vurulur...'

    Asıl final bu benim için,harikulade...Üstüne söyleyecek tek söz bulamıyorum,ne söylesem kifayetsiz kalışından veryansın eder eminim...

    Herşey mükemmelde takıldığım tek nokta var; 'taba yorgunu sahrada' taba;1)Kuru tütün yaprağını andıran kızılımsı kahverengi, tütün rengi 2) Bu renkte olan. Diye geçiyor Tdk'da.Ve ben burada anlam düşüklüğü olduğunu düşünüyorum ilk anda farkına varamadım ki ahentar sözlerin armonisine kapılmıştım.Sonra emin olmak için Tdk'ya döndüm ve bir düşüklük olduğuna karar kıldım ki bu cümleden sonra gelen cümlelerle bir ilinti kurabilseydim renk üzerine tamam derdim,herneyse göze batmıyor. ....