Aşkın An/kara Hali...
bu şehirde aşk
kamusal alanlarda bürokratik sızılarla yoğrulur
bir deli hüzün bağdaş kurup oturur
dudaklarının acıya küskün kıvrımına
önün, arkan, sağın, solun mâşuk,
saklanmayan mecnûn olur
bu şehirde aşk
resmî mekânlarda
gayrı resmî bir sevi manifestosuyla boğulur
uluorta
ve
sehven yazılmıştır kara bir yazı alnına
yazgının adı küle kesik bir hâr
yazganın Kahhâr olur
bu şehirde aşk
polat mızraklarla avlanmış kısrakların
gözbebeğindeki aktif yanardağda durulur
iffetine halel gelmemiş yangınlara dalar düşlerin
neden sonra
tüm kutsal kitapları reddeder infâz hükümlüsü yüreğin
taba yorgunu sahrada
arp vurgunu bir bedeviyken gülüşler
haram sevdâlara dîl uzatmak helâl olur
bu şehirde aşk,
birkaç haylaz imge oynaşması
bir tutam melodi
ve çokça
murt kokulu bir sanatla ovulur
paraf düşülmüştür hüzün yüreğinin kıyısına
yine de bir güvercin havalansa semâdan sînene doğru
sol gözünde delişmen bir seğirme olur
bu şehirde aşk
meşru bakışların tınısında
memnu ve ütopik sevişmeler doğurur
satır arası arzularda paragraf başı ünlemdir mazoşist korkularımız
leyl düşünce dem'e
akreple yelkovan kavuştuğu an
ellerimin terli ayasından bin büklüm zifîr saçlarına
ığrıplardan azad bir tehcîr-i sevdâ olur
yani bu şehirde aşk
memur resmiyetinden
ve sivil kramplar lügâtinden sorulur
bir adam
bir kadının berrak aşkına soyunur
kadın adamın kurşun nazârıyla sol yanından vurulur...
ve ne vakit
memnû/niyetle
bir adama aşık olsa bir kadın
cennetten bin fahişe kovulur
(A-Y)
Günün seçkisinin ötesinde bir şiir...Öyle çok ki beğenim,ifade edemeyeceğimi bile bile bir kısmına değinmek istiyorum. Her ekleminde illaki düşündüren bir imaj,kolaçan ettiren fevkalade dizimler yer ediyor. Baştan sona harika olsada özellikle değinmek istediğim bölümler var; 'bu şehirde aşk, birkaç haylaz imge oynaşması bir tutam melodi ve çokça murt kokulu bir sanatla ovulur paraf düşülmüştür hüzün yüreğinin kıyısına yine de bir güvercin havalansa semâdan sinene doğru sol gözünde delişmen bir seğirme olur' Aşk üleşilebilir bir yazgı,lojikliğin ekarte edildiği bir mevzu olsada bu bölümde bir değil birçok dala ayrılmış,çılgınlık baş göstermiş bir kısmında, hüzün ilişmiş alışılageldiği üzere yamacına,objelerde aksinin nasıl devasa bir bürünüşe kep olduğunu dile getirmiş. Susmuş kimi zaman kimi zaman alabildiğine çığırtkanlığından dem vurulmuş. ...
'bu şehirde aşk meşru bakışların tınısında memnu ve ütopik sevişmeler doğurur satır arası arzularda paragraf başı ünlemdir mazoşist korkularımız leyl düşünce dem'e akreple yelkovan kavuştuğu an ellerimin terli ayasından bin büklüm zifir saçlarına ığrıplardan azad bir tehcir-i sevdâ olur'
...
günün şiirine ve şiirin şairine saygılarımla tebrik ederim..👍
eklediğim bölüm cevdat bağcanın Çat Gelin adlı parçasının bir bölümüdür... Belirtmeyi unutmuşum:) çalıntı gibi olmasın:)
başlıkta ayrıca yardımcı olan Işın Bey'e ayrıca bin teşekkürü borç bilirim...
ne kaçınca ardından ağlayaçak bir balonu oldu ne de saçları kadar uzun ömrü tarihin bu en allahsız lahzası sütü irin sütü kezzap sütü kan papirüs dağlarına küskündür zaman yani oldum olası fanus içinde kımıltısız ve yaslı deniz görmeden ölen bir kız çocuğunun gözleri kadar umarsızdır içimin eşkiyası...
herkese teşekkürler söylemek istediğim ne çok şey vardı daha belki de vakit susma vakti... konuşur mu şiir bizim yerimize? öyle naif, öyle sessiz, ve öylesine delice.....
bu şiire tam yorum yazacakken başlık kavgasına denk gelip susmuştum... ışın hocam ne kadar da haklıydı... bu sayfada görmekse ayrıca sevindirdi...yerini sonuna kadar hak ediyor şiir...
şaire tebriklerimi bırakarak ayrılıyorum sayfadan...
saygılarımla