Aşkın Lâl Hâli
Tanrı yüreğime gömdü sevdaları,
Sus!
Gitmeler hiç yakışmadı bize,
Emeklemeye başlamıştım,
İşte o vakit,
Masum bir bebeğin kokusunu çaldım.
Kirpiklerine döktüm hüznümü,
Islandın.
Ve ben büyüdüm,
Vedaları dudaklarıma armağan bıraktın,
Gitme kal diyemedim.
En şehvetli ölümlerimi yaşadım bedeninde,
Islak ve bir o kadar tutkulu.
Kucağına çocuklarımı düşürürken,
Tanrı'm dedim,
Gitmeleri yasak kıl bize.
O İsterse eğer ölümü cennet olarak öğretirim çocuklarıma.
İsa'nın bahçesine nice çocuklar bağışladım,
Ağızları daha süt kokuyor.
Ayrılıkları kustum yüzlerine,
Doğan güneşe küfürler yağdırdım,
Başka dillerde sevmeye çalıştım,
Ama
Aşkın lâl halini kendime öğretemedim.
Beni kapından kovma!
Sedef ayrılıklar vuruyor yüzüme,
Gitmeseydin eğer,
İsa bize menekşe kokan bahçelerini,
Mavi gülümseyen gökyüzünü bağışlayacaktı,
İçinde çocukların ölmediği.
...
Tutku kokan dudaklarımı düşledin mi hiç,
Dişlerinin arasında haykırdın mı adımı,
Kadınlığıma renkler giydirip,
Soğuk kaldırımlarına boşaldın mı ben olmadan?
Dudaklarına mühürle beni,
Sana ayrı dillerde sevmeyi ,
Aşkın lâl halini adamlığına öğreteceğim..
Dudaklarına mühürle beni, Sana ayrı dillerde sevmeyi , Aşkın lâl halini adamlığına öğreteceğim
ud83cudfbbTEBRİKLERİMLEud83cudfbb