Atından Önce Kendi Ölen Prense Veda
Masaldın
Ve öyle kalacaktın belki de
Gümüş karası vurmuş kallavi zamanın
Nasırlı ellerine düşen eter kokulu dizeler olmasaydı eğer
Büyümeseydi çocukluk
Ve tanınmasaydı
Aşktan önce dişiliğin hormonlarını emen
Kırmızıya vuran yakut sahtesi ülkede...
(Bu benim düşüm,sen takılma rengime...)
Atın öldü yaş haddinden ey prens
Hala dolanıyorsun hayalin çıkmaz çetrefilinde...
Bedenimizi tanımadan
Ruhumuzu verdik bu diyetin yüzü suyu hürmetine
Kalbimiz dört odasında da bekaretini yitirmişti zaten
Diğer gözün fark eden emelinde
Bilmiyorduk
Aslında kağıdın ilk kalem darbesiyle kirlendiğini
Ki sözüm ona aşkın gizini kazıyorlardı rahmine
Hiç anılmıyordu
İmgeye saklanan sahte kahramanlar,neden?
Aşıktık şeker kızın sevgilisine
Yine de kardeşimizdi Candy
Kıskanmadık nedense
Kahrolmuştuk beyaz atlı prens Antony ölünce
Tutulup güz rüzgarının acımasız soğuğuna
Yaprak misali titremiştik hep beraber
Hayalin pembesinde
O ve ondan sonraki pek çok sıra
Saldırıyorlardı çocukların mahremine
Kimi ensest,kimi sapkınlık diyordu bu ruh ölümlerine
Beden kalsa geriye
Ey can ,ölmüştük bir kere
Dönüp bakmadı bile o prens bize
Gözlerimizin hapsindeydi oysa
Bu yazgısı pembeden toprak devşiren hikaye de
Kuruyorduk gözlerimizin mavi neminde
Asıldık,kesildik,recm edildik yeryüzü sürgününde
Ve inatla
Hala çocuklar doğuruyoruz tüketilmeye
Bu bir vedadır
Kendimden öldürdüğüm beyaz atlı prense
Son söz;
Diyorum ki
Yazma beni ve okuma dizelerinde...
Teşekkür ederim Serhat anlayan yüreğine.Selamlarımla.😊
olağanüstü bir anlatım ve bir kadının hayata isyanını anlatıyor her kelime.
soluksuz okudum sindire sindire.
kutlarım kalemini.