Aykırı Sevdaların Şairiyim !!!...

Her geldiğinde aklıma zamanı çalardın
Firar ederdim gözlerine mültecin olurdum...
Uzak şehirlerin sevda günlüğü parmaklarımda
Can bulur ben aykırı sevdaların şairi olurdum...
Aykırı uzaklığının son demini vururdum...
Baş kaldırırdım her içli dize de
Sen aklıma düştükçe...
Ben farkında olmadan
Hep sen olurdu bir tarafım...






Sınır çizer hasretin iklimsiz mevsimlere...
Son yaprakta düşer, yanık sarı bir tenin
Dikenli tellerine takılır...
Bir damla yaş dökülür sızlatır hece hece...
Sen darbe güncesinde başkahraman...
Aşk devrimde ferman yazan...







?Oğul? derdi babam,
?Sakın ola aldanma
Düş saydığın yalana...
Bil ki, nankördür,
Ve nankörlüğü çiğ süt emmişliğinedir...?







Hayali düşe dökmeyeli çok zaman geçti atam!!!
Virgüle bırakalı kaç vuslat gördü yürek...
Delal göçte be baba...
Şimdi hevalle el ele yürümekteyim
Dikeni mayın kokan seherde...







Elbet görecek günüm varsa
Yaşanacaktır acı da, gam da, mutluluk ta...
Hoyrattan söyleyecek Yılmaz dayım ne varsa...
Bende kelamına saygıdan
Kaleme diz çöktürüp öğreneceğim
Hayatı, anlamı, manayı, gayeyi,
Ve de gayesiz tebessümleri...







Anlıyorum artık...
Anlamın kaybolmuşluğunu katran karası düşte...
Ve en kötüsünden başlıyorum
Takıldığım ne varsa...
Seciyesiz kaldırım diplerinde
Sarhoş naralara kulağım tıkalı artık...
Ben varım artık!!!
Yalın sade bir dille...