Babamın Ardından Ağıt/ lar
1.
uğultusunu duydum baba!
yeryüzünün ulu uğultusunu
ölü bedenine kapandığımda
üstelik gül zamanı
bunu nasıl anlatırım
gırtlağımda büyüyen yumruğa
ağladım da şadırvanda güvercinler ağladı
gülüş-cümbüş birlikte diktiğimiz kavaklar
karalar bağladı
içime döndüm baba tırnakladım içimi
seni benden koparan yazgıya çattım
teptim dilimi
dövünmeler dualar.. derken koyduk tabuta
günyüzü göremeyen yüreğinle beraber
fukara ellerini gariban gözlerini
sonra sırtladık seni
neyzen tevfik kavminden üç-beş adamla
bir gözyaşı selinde verdik toprağa
anamı dayanaksız beni tümden takatsiz
ağır ölüm bilgisi’yle bırakıp gittin
gittin ya baba!
güyâ gül zamanı: kıpır kıpır bir sancı
hadi oğlum, diyecektin, ufaktan söyleyiver:
-hangi kapıyı çalsam karşımda buruk acı
gerçekten oldu bunlar:
kaç yarı-gece birbirimizin yarasına yaslandık
sabahları üstümüz iki karış kırağı
şimdi bana bıraktığın iki cânım mîrası:
mintanında kurumayan teri seveyim
ve tanrı’ya yalvarırkenki doğallığını
ömrünü seveyim senin
nohut tanesi kadar haram bilmez ömrünü
ölünü seveyim
2.
güneş paramparçaydı
gökyüzü kıymık kıymık
kefeninde gül açmış
ah bu nasıl karşıtlık
yeryüzü kurumuştu
dağından ırmağına
ölüm konuşurken mi
yedi düvel susmuştu
yırtık bir rüyâ bulsam
onarır mıydın baba?
hayat benden boşandı
gitti(n) çok ıraklara
Mayıs-2001
(*): Şiirli Çıkın, Haziran 2001, Sayı 15
Ölümünün derin iz bıraktığıdır baba kıymetlimizdir yeri doldurulamayacak eksik yanımızdır Kutlarım Bünyamin bey