Bad-ı Saba

Tasalanma ne olur yüreğim
Dün olduğu gibi
Bu günde
Bunları da atlatır
Başa çıkabiliriz diye
Söz vermiştik
Bize bahşedilen hayatta
Kefareti ödenmemiş
Hiç bir vebal kalmasın üzerimizde diye sözleşmiştik
Çıkmaz sokaklara girdiğimizde.

Unuttun mu?

Sen ve ben
Sancılı gecelerin koynuna her girişimizde
Beraber ağladık
Ağlarken kan soluduk
Soğuk duvarların arasında.

Elhamdülillah kimse bilmedi.

Hiç bir şey olmamış gibi
Beraber güldük
Yarenlerin dergahında
Onlarda üzülmesin diye.

Acılar
Üzerimize sinmiş bir kere
Son nefesimizi verene dek
Ne ilk olacak
Ne de son
Çıkmaz sokaklara girişlerimiz

Kurbanın olayım
Nereye kadar deme
Suratını da asma
Atlatırım bu günleri de
Kimse yanımda olmasa da
Tek şahidim
Sen varsın ya!

En iyi sen bilirsin

Babamdan miras kalmıştı
Bir başına yalnız kalışım
Bir başına göğüs gerişim
Bana özel midir ne?

Baksana
Bir başka güzel duruyor acının rengi üzerimde

Olsun be dert ortağım
Her şeye rağmen
Bilirim ki! Yaradan
Kaldıramayacağım yükü yüklememiştir sırtıma.

Hani derdi ya anam
Üzülme evlat sevin
Yaradan en çok sevdiğine verir acıyı

Zorluklarla
İmtihan eder
İsyan mı edecek
Yoksa baş mı eğecek diye.

Hamdüsenalar olsun
Sınavım daha bitmemiş
.....Teker teker yüzleşiyorum.

Yüreğim.

Sessiz çığlıklarına öğrettiğin gibi
Dilime de sukutu öğret
Öğret ki!
Karanlığın içinde
Çıkmaz sokaklara girdiğimde
Tövbe istiğfar etsin dilim.

Sözüm söz
Kimseye anlatmam
Atlatacağım kimse yanımda olmasa bile
Sen varsın ya
Yine sen göreceksin ya
İşte o zaman
Senin gibi
Susacağım
Susturacağım
Senin haricinde konuşan tüm azalarımı

Kaçmak olmaz
Huzura çıkacağız

Bu gece sözümüz vardı
Beyazları giyinip
Odamıza çekildiğimizde
Acının koynunda yatıracağım
Seni de beni de
Sabah ezanına kadar karanlıkta kalır
Gün ışıyana dek dua eder
Birazda ağlarız
Konuşmadan....
.
.
.
Ne dersin?
Yarenlik edebilir misin?
Sukut makamında.


Not: Bad-ı Saba (sabah rüzgarı,esintisi)