Bana Düşlerini Ödünç Versene
Acıyla umutsuzca çırpınmanın deminde,
Sen olmadan soluduğum havanın taaa !
Acemi bir ressamın fırçasından doğmuş,
Hüzün saçan gözbebeklerim uyku kaçkını,
Ruhsuz bir tablo olmuşum,sen aklıma düşünce...
Bir çocuk gibi yetim kalıyorum,beni bıraktığın yerde,
Tüm hücrelerime sen ve sevdan dolmuş taşmış,
Karadeniz'e dökülen yeşil ırmak misali,
Bana düşlerini ödünç versene,düş gezginin olayım,
Beni benden alan aşkının narına yanayım ağyar,
Ekmek gibi hava gibi bir şey oldun,tadım dimağımda,
Sevdanın kokusu sardı dört bir yanımı,sevginin gizemiyle,
Davetsizce gelip yerleşiverdin gönül yurduma,
Bir bilinmezliğin koynuna bırakma sevdiğim beni,
Mutluluk mavi bir martının kanadına takılır,uçar gelir yanına,
Bir bilinmezliğin koynuna atı verir seni beni...
Susturamıyorum içimdeki sessiz çığlıkları, oysa dokunsan,
Pamuktan ipeksi saçlarıma,içinde bir yangın başlayacak,
Peki bu özlem sitemlerim neyin nesi,hangi mevsimi reva gördün,
Kış mı demeliyim?İlkbahar mı?Yoksa hazana ermeyen sonbahar mı?
Seni özledikçe acıyor buz kesmiş yüreğim,hayatıma girdiğin günden beri
Ben ilkbahar'dayım,usul usul yüreğime girmenin heyacanını tattırdın...
Karanlığın kucağında yapa yalnız,lacivert gökyüzüne bakıyorum,
Bir yıldız kayıyor senden yana,düşlerimizden yana dilekler tutuyorum...
Tıpkı ay tutulması gibi,dileğim, bana düşlerini ödünç versene sevgilim...
Belki de farklı bir tür denemesi olarak değerlendirilebilir bu kurgu.. İkili dizelere bakılarak beyitsel yapının egemen oluşuna da bakmaksızın.
Uzun dizelerin de, serbestinin sınırlarını zorlayabileceğini biliriz öte yandan. Duyguları aktarmak için ne kadar bir yoğunluk önermeliyiz, harf sayısında? İmgelerin varlığı, uzun sözleri sildirebilir mi kaleme? ,
Kutlarım, nicelerine, selamla.
Babacığım çok haklısınız.Arada içimden geçenleri yazı veriyorum işte. Hece şiirim yolda gelmek üzere.Uzunca biir demlenmeye bırakıp öyle yayınlıyorum.Saygılarımla ellerinizden öpen ,manevi kara kızın 👧
Günaydın Emine şairem! Osmanlının en güzel edebiyat eserlerinden divan,günümzü yazılmamaktadır.çünkü divan yazmak matematik geometri,fizik ve kimya formülleri gibi kurallara bağlıdır. Fuzuli gib i büyük şairler bunda başarılı olmuşlardır.Bende bikeç kez denedim ama başarılı olamadım.dolaysiyle dokunmuyorum.Yalınız yazdığın yazı türü mesnevi beyit halidir. ki onunda kuralları var basit gözükse de.Divanı okumak,mesneviyi de çözüzüme yaklaşmaktır.En iyisi heceyi beceriyor ve güzel yazdıkların da oluyor.O yola devamını öneririm..Israra gerek yok ikisinden de sonuç alamıyorsanız en basit geçit olarak serbesti kullanırsınız.Ne kural ne uyak ne de ölçü diye bir derdi yok...Bu yazılarını görünce sağlıklı olduğun kanaatine vararak adına seviniyor ve mutlu oluyorum.Selâmla yanaklarından öper,aklının gösterdiği yola git derim...m.b. Çiçek..İzmir..Çiçek.T.C.
Ödünç aldığın düşten, mutluluğu arama, Sevdiğini bırakma,o n u candan sar ama. Geçen zaman içinde,sakız b i l e çürüyor faydası da dokunmaz,ağzımda ki yarama.
Acıyla umutsuzca çırpınmanın deminde, Sen olmadan soluduğum havanın taaa ! 👍 gerçekten herşeyi kısacası anlatıyor bu dizi çok güzel👑👑