Başak Kokulu Kadınlar
/yürüyen gölgelerin ölü yüzlerinden
göğe savrulur vurgun yemiş kuşlar /
insan mağduru başak kokulu kadın
s/us çığlığı altında ezilirken
yüreğine yorgun bir nefes bırakır
hangi gölgeye sığınsa ömrüne ağlar
küskün bakışları savrulur kıyımlarla
gök yangısı ağıt yakılır ardından
umut ve katıksız sevgi
kendi ekseninde dönüp dururken
köşelerde sızar düş görümlük im
yol bükümlerinde sahipsiz dolaşır bahar
bir avuç gözyaşı eker üşüyen parmaklarına
ürkek düşlerinin ruhu üşüdükçe
şahdamarından zerk edilir şer
feveranlaşır günbegün ağla(ş)malar
sadakatsizliğe öykünür çıkmazlarda
namus gibi ağır bir yük yüklenirken omuzlarına
prematüre biçilmiş yazgıya atılır tüm suçlar
yapboz baharlara nemlenir
diz boyu karanlığa bürünmüş kader
saatin kadranında akrep
kara bir kahır yağdırırken emanet cana
c/ezası darağacında sallanan kalın halat
korkunun kısık nefesinde kırk düğüm
kayıtlardan düşerken kadının adı
kaç mazlum daha gözlerini açmak istemez
ruhsuz ve içe dönük boz bulanık sabahlara
unutulur gül örgülü adı dilsiz ağızlarda
kimliğini çürütür solan al yazma
suya bırakılır yaşayamadıkları
cansız sesler gömülür içine
usul usul ölür
ne çok yoktunuz
ne çok öldünüz
sahi,
adınız var mıydı sizin?
kadının adı yok mu?
soba üzerinde elma kabuğu tümceleri vardı ,romanın birinde,Ayşe Kulin'di sanırım,
yazmak zor,
hep yorgun kalp ağrıları
yazmak zor bu günceleri
kutlarım
sevgiyle kalın...
Bazı şeylere baktığımızda şunu görüyoruz. Sanki kadınlar kendi adlarını yok etmek için özel bir gayret gösteriyorlar! Başlarına gelecek belli olduğu halde ellerinde hak varken kullanmıyorlar. Tamam belki de hala kullandırtmıyorlar ama bunu çözecek olan yine kendisi değil midir?
Güzel bir tema ve iyi işlenmiş bir şiirdi.
Teşekkürler...
umut ve katıksız sevgi
umut fakirin her zaman ekmeği olmuştur duyarlı yüreğe kaleme selamlar olsun ŞİİRDİ