Batmasaydı
Güneş batırırken sarhoş olduk,
Şehrin yamaçlarında el salladık kızıllığa
Yüzümüzü kızartırken günün son demi
Biz
Şarap demledik
Fasılalarla
Ne gün belledik
Ne kandil
Günah dedi, sakalı kısa er kişi
Omuz silkeledik,
Duymadık ağızlarımızın kokusunu
Dudaklarımıza yapışıp türküler söyledik
Körfezin son martısı ile
Sevdalaştık
Mermileşti küfrümüz semaya
Yıldız düştü avuçlarımıza
Şükrettik
Zühre sürdük alnımıza
Siz kararırken
Biz aydınlandık koruk tadında
Suç bizde değil
Güneşi böyle
Zulüm gibi göğsümüze batıranda
Batmasaydı bu şehirde şarkı gibi, körfez
Belki ilahi söylerdik bizde
Sakalı kısa er kişiyle mum kokulu mescitlerde...
Şiirlerimiz neden aynı kalıptan çıkmış gibi.. o duyguyu yakalayamıyorum ben..şiiri şiir eden, diğer türlerden ayıran şey özgünlüğüdür..ses ahengi, imgelerin kullanımı - herkesin bi şey anlaması gerekmez ama- ihtiva ettiği mana ile şekil uyumu...vs. ben okuduğum yüzlerce şiirin aynı şaire ait olduğunu düşünüyorum burda...gercekten aynı fabrikanın ürünü gibi. edebiyat kaygısı ile edebiyat yapılmaz diyorum ve bitiriyorum..
güzel bir çalışma olmuş... fakat benim düşüncem suç bizde eleştiriye açık bir şiir ama ben kaçınıyorum tebrikler 👍
Ne anlatıyor acaba bu şiir, bilen varmı cahil hissettim kendimi:)
Yürekten kutluyorum sizleri Tarık bey. Çok nazik ama bir o kadar kangren olmuş yaraya parmak basmışsınız. Suçlu; be, suçlu; sen, suçlu;o. Yani suçlu sırtını dönen herkes. Herkes kendinin katilidir.
Saygılar
Suç bizde değil Güneşi böyle Zulüm gibi göğsümüze batıranda
Batmasaydı bu şehirde şarkı gibi, körfez Belki ilahi söylerdik bizde Sakalı kısa er kişiyle mum kokulu mescitlerde...
güne düşen bu güzel çalışmayı kutlar başarılarınızın devamını dilerim