Bed'dua
Zaman;
Savruk bir hikâyenin
Küçük ellerinden tutunma zamanıdır.
İçerisine yağmur suyu dolan
Kırık bir şarap şişesi gibi hissizleşmek
Ve anlamsızlaşmak
Belki de en iyisi.
Kim bilebilir ki
Sessizliğin aslında huzurdan uzak olduğunu...
Ve yıllardan yıllara anlatılan kısa aşk hikâyelerinin
Aslından uzak olduğunu...
Tıpkı çocukluğumuzda oynadığımız kulaktan kulağa gibi,
İlk kelimenin
Son kelimenin yakınından bile geçmediği gibi.
Aşk şimdi
Karşılığını arıyor.
Cami avlusunda tekmelenen bir piçin
Rahmine düştüğü imansız annesini araması gibi...
Tövbe boz,
Hadi tövbe boz
Hayatın suratına son façayı attığında...
Git;
Git ve bana
Gözlerini kırmızıya boyadığın
O gün görmedik aşiftenin bedduasını bul;
İstemedim hiçbir zaman
Kendine kalsın imanımı sömürenlerin hayâsız duası...
Sen,
Gecenin alafıyla
Yaktığın benliğinden kalan külleri,
Çirkefe bulanmış ruhunu arındırmaya kullan.
Ki, ziyan olmasın gözlerinin huzuru...
Ben,
Dibi delinmiş teknede
Aşkı yeniden yoğuracağım
Hatıralarımda kustuğun kanla...
Eylül'2009 Aydın...
oldukça etkileyici iç savaşın dışa vurduğu tokat.. ve kan izleri şiirin yol haritasında karışıklığın düzene verdiği ders gibi
kutluyorum