Ben Azade Mısrayım
ayrılık
ağrısı gecede kalmış talan bir ömrün
son çırpınışlarıyla kapındadır
cellat vurur bütün kavuşmaları
suskun bir keder siner
gözlerinin mahzenlerine
konuştukça lal kesilir sözcüklerin
tümcelerin dünden yaralı
ve noktası olmayan bir ölümdür simdi hayat dediğin.
hikmetli düşlerin de hikmetini yitirmiştir
ki yarımdır bütün öykülerin
dahası tanıdık yüzler bile en yabancındır
olmadık kayıplarda kendini ararsın
ölüm ilanları doldurur gelecek günlerini
nefes aldığın her an bir ceset yüzüdür şimdi
gelmiştir hoşçakal denecek an...
tutmadan hiçbir eli
dalmadan kimsenin gözlerine
öylece
öylesine
ölesiye
bir ayrılık için ilk adımdır attığın
artık yürünecek her yolun bir sondan başlar
ve her başlangıç bir sonun ismidir
susar gündüz ışığın aksiyle şekillerin dili
her nesne şekilsizdir gözünde
her bakışın bir boşluktur yüzünde
hiçbir anı doldurmaz görüntüler kalır elinde...
ayrılık
ismiyle bile yeter canını yakmaya
canhıraş yıllıklar kalır payında
susarsın hilekâr bir anda...
umutlar toplayıp tası tarağı
başka kentlerin yolunu tutar
sen kuş uçmaz kervan geçmez kalırsın
yitik bir öykü dilinde
ne efsaneler duyar kulağın,
ne kavuşmalarda durur içsel durağın.
haydi uzatma
kapında gözü dönmüş bir ayrılık var!
kavuşmaların son nabızları hala atıyor olsa bile
sen ayrılıkla kal
alarak gözbebeklerine ismi unutulan hayalleri
yaşarken ölmeye kal.
(ayrılık bile bir kavuşmadır aslı asıl olan aşk ilk iklimden gelmişse.perdelerden kurtulmuştur aşk ayrılık onca sızısıyla unutturmaya yetmemişse!)
(...)
Yollar tükendi. Dostluğun dilinde . Ayak turap dikenler parçalamiç yol olduklarında
umutlar serap olurken çölün kızıllığında baharlarda kurudu
Mavi gözler bos bakışta şimdi söz sukutta yürek kozun kor halınden şimdiki zamanın küllerini savurmakta sahteliğin yelleri
cocukluğumu yaşayamadan büyüdüğüm cocukluğumu özledım o zamanı bile yaşamazken zaman her gecen zamanda bir önceki zamanin degerini daha iyi anlatiyor şimdi her anı şükredenim gerçi hiç kaybetmedim
şimdiki fark zamanda insanlardan soyutladım kendimi ben bana şbende yeterim ne ayrılıklar ne kavusmalar mavi gözler izlemekte gecen zamanın her haliniş Beden musallaya değdiğinde ten soguk taşa yaren olduğunda ruh huzur bulsun gecen zamanın eşiğinde
Bir yolculuk başladı......ne merhaba ne elvada