Bıçak Sırtı Gülüyor Düş Milena
/Akşamleyin dirilir evin birinde zılgıtlı hüzzam/
Oda oda yankılanır körpe çocuk düşleri
Aynalarda arşınlar bakışların tenini
Buğulanırken gözler dünün hikâyesine
El açar öğretiler bugünün öyküsüne...
Sisli rüyaların inceltilmiş suskunluğunda
Küsersin sitemin dört duvarına
Kekremsi gerçeklerine tezatla
Esrik cümleler elinin tersinde yosun tutar
Aşina olduğun sesler dolanır uykularına
Derin bir hıçkırık devrilir sol yanına Milena...
Ve hüzün ötelerden özgür yüreğine inme gibi sızarken
Oysa alışıktır şehir müjganla ağlaşan türkülerin, hicranla sözlenmesine
ve olasıdır hazan renkli bestelerin gözyaşı dökümleri...
Beyhude bir tan'ın kollarında öleceğini bile bile
Ürkek ürkek kızıla boyanıyor her şafak
Gece bir nefes kadar uzakken güne
Düş yastığında, kuştüyü pişmanlığın uykusuz yine
Gün yarınsız umutlara kefildir defaatle
Bak! bıçak sırtı gülüyor düş Milena...
Yakut yüzükler dolanırken gökyüzünün tenine
Sızılar çiçek açar milena
Gecenin elleri uzanır pencerene
Parmak uçlarından süzülür gölgesi hüznün
K/aralar perdeleri geçmişin
Sana bakar ay ışığı hışımla
Sana çalar huzmeler
Korkunun g/izi uyanırken bakışlarında
Kaldır başını
Kır aynaları dilinin kördüğümüne inatla
Karadul sözcükler ilişmeden dudaklarına
Aç zülüflerini cümlelerin konuş Milena...
Geceleyin düşer sinene serçelerin gözyaşı
Masum ve kırılgandır duaların dileğin
Al ve hardır vefanın alevleri
Ten keser Milena!
Ten keser içinde biriktirdiğin iki kişilik sözcüklerin
Suskunluğun gömülürken ağrına
İçinde gececi çocuklar ağlar
Diken batar yıldızlar döşek döşek...
Oysa
İliklerini tüketir en hummalı şarkılar
Düş/se yıldızlar/ı gözlerin/i y/anar
Yarına yorgan atar gümüş tenli çocuklar
Yazabileceğin şiirler büyür Milena
Şiirler büyür ardı sıra...
Bir gün üveyik masalların hüznü kalır dilinde
Sıla nehrinde uçarı hasretlere yetim baktıkça
Bilmelisin Milena,gratel'in ekmeği kuşların nevalesi
Polyanna oynar gözbebeklerinin yol bulmayan çiğleri
Sadece anlarsın gökyüzünün boyandığını
Güneşin görece soğukluğunu
Ve gecenin hunharca yıldızlar tarafından kurşun kurşun aktığını
O vakit! Hüznün kalır geriye amber kokulu
Unutma ki yıldızlarda söner Milena...
İncinmiş çiçeklerin solgun suskusuna sarılma
Çocukluğunun sesi titrerken dillendiremezsin Milena
Çiçeğin toprağa muhtaç olduğunu
Sadece hüznün kök saldığını bilmelisin milena
Heyecanı kesiktir yüreğinin
Mutluluk çocukların gözlerinde ilinti
Büyüdükçe hüzün, talan olur ışıltılar Milena.
Ah Milena
Gözlerinin rengine bürünse gece
Yalpalamadan gölgen
Bal damlasa heceden
Dilinin buzu çözülse...
Bu gecede ölüm teğet geçti menzilden
Sana nar olmadan
Dudağına hicret etsin çığlığın
Gözlerine deniz ser
Saçların dalgalansın umutla
Kıyılara saatleri kura kura deli dolu bir hayata hazırlan
Sönmeden içindeki çocuğun ışıl ışıl gözleri
Derin bir nefes çek derinden
Su gibi aksın terinden şer niyetleri/n...
Ahh bir görebilsen !
Hayat hala sana
Bıçak sırtı gülüyor Milena...
Not:Mendilci küçük kıza.
uzun fakat son derece akıcı bir şiirdi
insan finale ne zaman geldiğini anlayamıyor dogrusu.
kelimeler yerli yerine yerleştirlmiş
okumaya doyum olmayan bir şiirdi,
tebrikler Meleğim ellerin dert görmesin. 👍
bir demet gül bıraktım bu akşam sayfana sevgiler.🙂
yüreğine kalemine sağlık güloooooom can ablam
👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍
ziyade olsun efem,
gece uykusuzluğuna ve bilimum durumlara iyi gelir :))))
Böyle mi sarar hüzün bir şiiri okurken... Böyle mi dokunur yaşamın yarım yanına...
[b]Hüznün şairi[/b] demek istedim izninle.
Kutlarım çok...
Ne kadar derin bakmış iç sesiniz dizelere...
Hayran kalmamak mümkün değil üstadım...
Allahtan kahveyi çok kaçırmamışım:))
Ve yine buz severlere bu(ğ)z kesilmem o biçim:))
Doşca teşekkürlerim sizdir sayın Kara.