Bilinçaltı Voltaları II

Ergen yanılgıların eşiğinde atılan yazı tura bekleyişiydik
Sıkıyönetim zamanlarındaki tedirginlikten aktarılmış korkuların baskın geni.

İsyankâr olmaktı tecrübe yoksunu yaşların çözülmüş şifresi
Muhalefet rüyalara, aklı başında tabirler döşenirdi.

İlk sigaradan boğulmadan kurtulmuş olmaktı günün zaferi
İlk öpüşmeden,
sıyrılmak yakalanmadan!
Otobüs duraklarındaki tahta oturaklara,
Milimetrik boşluklar arası uyaklı şiirler kazımaktı.

Aklın başa uğramadığı zamanlardaydı,
Sokrat'a nispet yapılan beyin fırtınaları.

Bedava yaşamlarımıza tek pankarttı,
'Kelle fiyatına hürriyet,
'Esirlik bedava' mısraları

'Umut fakirin ekmeği' türünden bir arabeskin
Sakıncalı çocuklarıydık.

Karnımız tok, sırtımız pekti ama
Aklımızın kıtlığındandı,
Duyduğumuz her sözün altına atmamız imzalarımızı.

Ne şiddete meyilli ruhlarımız vardı,
Ne de bir çakıyla ağaca kırık kalp çizmekten başka bir yetimiz

Yaşamayı marifet sanacak kadar küçüktü oysa
Zamanından önce serpilmiş bedenlerimiz.

Yüzüne şeceresini asmış
Dürüstlüğe yalın ayak koşan yaşamlardık!

Acıklı şarkılara dökecek gözyaşı bulamasak,
Nazım hikmetin hala devam eden vatan hainliğine

Oturur!

Ağlardık!

Uçurum başlarında atılan pervasız voltalar'dık .
Göçmendik, lazdık, çerkezdik...
Ama her nasılsa;
Birbirimizi itemeyecek kadar insan yüreklerdik!