Bir Eski İsyan Gazeli

Sus, şahsiyet yoksunu! Bırak artık kalemi
Yine gittin uzaklara, yârin sana yetmez mi?

Çıktın yine sınırların dışına, merkezinden uzağa
Ele güne yazarsın, kendi derdin yetmez mi?

Sen! Ey son mısranın artık lüzumsuz hecesi
Niye taştın huduttan, kalıplarım yetmez mi?

Sen! Özünden ayrı düşmüş; garip, densiz harici
Değme sakın sırlarıma, anlattığım yetmez mi?

Sen, külleri yakan, yeniden ve yineden...
Karıştıma külümü, önünde cüz yetmez mi?

Sen! Bakışıyla yakan nice mazlum yürekleri
Ben biçare tutuşup duman oldum yetmez mi?

Elinde aşk hançeri, dilden sivri imiş temreni
Yeter, vurma bağrıma! döktüğüm kan yetmez mi?

Hasta düştüm, garip kaldım, emelinin elinden
Tabibim ol, yârem sar, çektiklerim yetmez mi?

Sen, dilber-i nadide, susamışsın ateşe de ararsın...
Tenhalara sorarsın, Zemheri'nin alevleri yetmez mi?











Kul Zemheri 13,02,2008 523
*Kül= bütün, ateşin kalıntısı
*Cüz= parça

10 Ağustos 2009 102 şiiri var.
Beğenenler (2)

Henüz beğenen olmamış...

Yorumlar (8)