Bir Sevdanın İpe Un Sermiş Hali

Susmalıydık...
Oysa en başından tarifine uymuyordu
Çabalar...
Demişlerdi
Ne benzerdi yemek tariflerine
Ne de modifiye tutar!
Aşk bu o konuşursa herkes susar!



Ismarlama olmazdı sevdalar
Evet, iki k i ş i l i k t i!
Ama yakışmazdı ikincil kişiliklere!
Hele de kabzımal ihalelere!
O biri iki etmek ikiyi birlemekti!



Bir kalıba uydurulmaya da uymazdı bir kere
Bir'e uzun olurdu o hal kısa ikiye!
Olanı olduğu gibi sevmek değil miydi zaten!
En güzeli budur diye!


İyilikte sağlıkta kötülükte...
Peki, neden alır insan peşinen o yeminleri!
Dondurucuda dursun diye mi?


Başkalaşmaya varırsa aşklar
İşte o zaman laçkalaşma da başlar
Sevdiğin s e v d i ğ i n e benzemiyorsa!
Bir öncekinden kurtulamamışsındır ihtimal!

/ona benziyor diye değil; o olduğu için sevebilmektir aşkta ilk kural/


Pembe hayallerle mavi bulutlarda yaşamalı evet
Ama tabansız da olmamalı enikonu!
Yere sağlam basmalı izleri
Ya da süreli bir oyun oyunsa!
Sonsuza niyet sürmeli
Değersiz meğer'lere meyletmemeli
Gazoz kapağına bir sevda masalı!
Sakız fallarından dilenmemeli geleceği!

...................................................................................
O zamanlar
Terkibinde uçucu gazlar kullansam da,
Adın;
Pandüle asılmış bir nesne gibi dilimdeydi...
Arı kovanına daha yaban eller girmemiş,
Paylaşmak paylamaya kızıl elbiseler giymemişti...
Deruni kahırlar;
İpe serilmiş un taklidi yapsa da
Daha ekmeğimizin içindeydi!
En azından ip hala elimizdeydi!




Ve sabahın köründe
Uluyan köpekleri duymuyordum bile!
Boynundaki kolye soğuğu tenime değerdi
Mutluydum uyuyordum öylece!




Sonra koptu ipler
Söküldü düğmeler çıplandı hayat!
Düştü o hengâmede o/çağımız!



Ve hala;
O gidişin kara kutusunu arıyorum!
Hata payları konuyor yatağıma
Camlardan yağmurlar geçiyor bazen yanağıma!


Köpek seslerine de alıştım şimdi!
Anlıyorum bile hatta onları
Bazen uzun uzadıya ağlıyorlar...

Bazen kızıyorum onlara
Bazen de eşlik!