Bir Yılbaşı Fantezisi
"Kırıktı esmezdi,
Kar tutmuş camımız.
Delikti akmazdı,
Buz tutmuş damımız.
Dermeydi çatımız,
Olmamıştı hanımız .
Uzundu zemheri,
Yoktu hiç gamımız.
Kaynardı çorba,
Fokur,fıkır kanımız.
Kebabtı kestane,
Sıkılmazdı canımız.
Süslemezdik ama,
Vardı birkaç çamımız.
Atardık ateşe,
Yanardı kaba yanımız.
Pişmişti aile,
Olgundu en hamımız.
İşte buda bizim,
Yılbaşı anımız.
Bilmezdik bar meyhane Tombalaydı tek aşkımız
değil mi sevgili Çetin..aslında say say bitmez ama en önemlilerini ve duygusal yönü ağır olanalrı sen yazmışsın zaten..tebriklerimle 👍
"Pişmişti aile, Olgundu en hamımız. İşte buda bizim, Yılbaşı anımız." Ne mutlu ki olgunluğa ulaşılmış. Bunu öğrenmek de öuyle kolay değil elbet Arthur Miller öğrenmenin bir faturasını çıkarmış diyor ki:
"Öğrenmenin de maliyeti vardır Önceden öğrenenler indirimli fiyattan öğrenir; Otoriteden öğrenenler özgürlük bedeliyle öğrenir; Deneyerek öğrenenler etiket fiyatından öğrenir; Hayattan öğrenenler gecikme zammıyla öğrenir; Hayattan da öğrenemeyenler boşa gitmiş hayatlarıyla öğrenirler."
Yılbaşı bize özgürlük bedeliyle öğretildi. Tebrikler Çetin bey. Her söz bizi besleyen bir öğreti .
Bizim yılbaşılarımız hep farklı.İçinde insanlık var.Yüreğinize sağlık.Sevgiler.😙😙😙😙😙
köyüm geldi aklıma..
şimdi babaannemi özlediğimi daha çok hissettm ..(
içten, kömür sobası gibi sıcacık..
sevdim ..)))
Biz sobadan doğalgaza geçtik ya vesselam kestane tadını öyle unuttuk.Nostalji güzeldir hele ki şiirde.Saygılar