Bırak Yol Şaşırsın!
Onlar pusulasına sarılmış ölümdür
Zapt edilen şeklin gereksiz grameri
Akrebin cenin kıvrılmalarında uyumak ister
Aristo'dan önce
Hiçbir şeye benzemez
-Nasırlı uykuların zamansızlığı-
Birazdan sızacağım
İnce bir su damlası gibi gecenin fenalığına
Sessiz ve kimliksiz
Ödünç rüyalara
-Sıradan bir hikâyenin dokunulmazlığında-
Mor tırnaklara açılan niş
Renksiz duvar
Fırça darbelerine maruz gizem
Çizilen resim
Ve ağlayan kadın
İki kiraz iliştirilmiş dudaklarına
Birde tüylerini savurmuş kuş
Ama
Yalnız ve yanılgısız
-renk-ahenk-
Seyda'dan kalma
Derin
Derin
Düşün!
Rüyalarımı ziyaret eden
Gölgelerin degradesinde
Sinen tenin
-Duygular soyunursa çıplaklık neyi anlatır sana-
Zamanın düğümlediği çok şey var
-tek gerçek-
Durgun birkaç adımın ruhu
Bu karmaşanın içinde
Gömüldükçe benziyor ötekine
Kül tüttükçe
Yürür rüzgâr
-Dumanda yanar-
Yağmurların ninnisi
Akıntıdaki göç/üğ/ün hazırlığı
Ses sevişmelerinden önce
Var olmuşluktan uzaklara
Uzanır
Eksilmiş
Sen
Siz
İm
Kim bilir
Uğrarsan yolun yolumun üstünde hala
Mor tırnaklara açılan niş Renksiz duvar Fırça darbelerine maruz gizem Çizilen resim
Ve ağlayan kadın
mükemmeldi abim...
ince bir sızı gibiydi şiir...
yuregıme dokundu...
tebrıkler usta kalemıne...
Birazdan sızacağım İnce bir su damlası gibi gecenin fenalığına Sessiz ve kimliksiz Ödünç rüyalara
okutuyorsun Bulut Kara...
saygılarımla illede..