Bölme İşlemi İlahisi

İkiye ayrılmışlığın sanat eserinin
Birlikteliğin eskizine geri dönüşümü,
Günahlarımızın kaç sefer
zımparalanmasına bedeldir?

Bölünerek çoğalamayacak
tek bir hücreyken biz,
Etrafımızı kuşatan organda döllenen ihanet,
atomlarımıza ayırdı bizi;
Saf dışı bırakıldık aşktan;
Hoş bulduk!
Talihin oyununa iki taze kurban.

Âşık olmak ve intihar etmek arasındaki birkaç adımlık
mesafede,
Baykuş ve sabah kadar
Birbirine yabancı,
Uzağız artık birbirimize.

Paramparça olan düşlerimiz geri dönüşüm kutusuna
atılsa,
bugün kurtarılabilecek binlerce çocuk var
dünya üzerinde.
Ve kederlerimiz konulsa şayet teraziye,
Kırılacak ibresi,
Tıpkı öpüşürken aşırıya kaçıp dişlerimizi
kırdığımız gibi.

Beyhude kuşanma görünebilmek için en koyu, büyük punto
giysilerini;
Var olamadığım ölçüde yoksun sen de.
Belki bir hayalet;
Belki göz açıp kapayıncaya dek yaşayan bir şimşek;
Belki, biraz bensin artık sen de.

Kalplerimize suikastta bulunduğumuz zannı oluştu;
Zamanın ilacını
Kutu kutu içtiğimizden.
Prospektüsü okumadık;
?Unutma çabası ile almayın bu ilacı,
Durmaksızın canlanan anılar, yan etkisi'

Unutabilmeyi başardığımızın fikrinde bile
Öyle
Bir
Hatırlamak
Eylemi
Var ki!

Ayrılığın esiri olmuş aşkı son gördüğün yer
Cennet dahi olsa,
Sebepsizce, sen orayı bir mezarlık gibi anımsayacaksın;
Her merhumun kirpiklerinde
Saç tellerime benzer bir taraf bulacaksın,
Veda sözlerimizi araklamış selalar sesimi eriştirdikçe
sana,
Ölümü yaşamı uyutan ninni sanacaksın.

Ve ben,
İşkence aletlerinin altına yatırılsam da,
Dillendirmeyeceğim adının tek bir harfini,
Vermeyeceğim sırrı,
Ulaştıracağım nihayetinde Tanrı'ya
Kutsal bir ulak gibi.

Gökkuşağının kuyruğundaki sandıkta
Altın değil;
Fakat altın bir ihanet gizliydi bize;
Aşka;
Çocukluğumuzdan arta kalan zamana.
Yağmurlar yağmasaydı şayet,
Ya da sevmeseydik üryanlığımızla ıslanmayı sağanak altında,
Kusursuz eskizimiz maskara olmayacaktı
Amatör bir heykeltıraşın parmak aralarında.

15 Ağustos 2010 51 şiiri var.
Beğenenler (11)

Henüz beğenen olmamış...

Yorumlar (6)
  • 14 yıl önce

    Gökkuşağının kuyruğundaki sandıkta Altın değil; Fakat altın bir ihanet gizliydi bize; Aşka; Çocukluğumuzdan arta kalan zamana. Yağmurlar yağmasaydı şayet, Ya da sevmeseydik üryanlığımızla ıslanmayı sağanak altında, Kusursuz eskizimiz maskara olmayacaktı Amatör bir heykeltıraşın parmak aralarında

    bazen böyle derin mevzular içeren
    şiirler okuduğumda yorumlamakta zorlanıyorum bu güzel şiirde onlardan biri ve beni etkileyebilen ender bir şiir

    tebrikler hande