Çakıl Taşları
çingene basması düşlerdeyim yine,
ne rengimin ritmi var, ne aklımın tadı
yelkensiz, dümensiz bir başım,
sağrımda sille gibi arnavut inadı...
bedene yük bu nefes,
ağrıma gidiyor zoraki yolculuk
nasihat ne kelime, uslanmak ne söz,
azıttıkça azıttı içimdeki arsız çocuk...
yengecin işi benden zor
iki ayağım, doğuştan topaç başım,
döndür babam, dönelim
yer, zaman, mekan ne ki?
bitmez benim telaşım...
çakıl taşlarım cebimde,
unutursam sayarım
canına yandığım yıllar
ne çok soru sordunuz
susarsam söylerim...
nasılda densizleştiniz anılar,
ölü üstüne gelir gibi
olta kuşları, kapatın gözlerinizi
size bir süprizim var
emanet gibi, sır gibi...
hay benim suratsızım,
bu meymenetsiz bakışlar da neyin nesi
seferi bir rüzgardır tepemde dönüp duran
bilmesen de olur ya,
omzunda olmalı yolcunun heybesi
zahiri bir sözdür alacağım
kamçılanmış azığımza katık
dünden kazıdığım zamandır hatıram
seferi düşler parangası bu sessizlik
bilki, şimdi ecelsizin dönüşü yok artık...
yaralı kurt'tan...
güzel bir serzenişti ne yazık ki geçen zamanı geriye döndürmek gibi bir şansımız yok bu yüzden elimizde ki zamanın kıymetini bilmek lazım sevgili dostum ambarda deneler bitmeden Isbartanın gülleri solup bir bir yitmeden.
kutlarım Yaralı kurt ilhamın bol olsun selamlar.