Çalı
ne musayı tanımışlığım var
Ne isayı
Ne hira da bulundum
Ne sina da
Ama şunu bil ki sevgili
Nuhun ayaklarına bağlayıp Ağrıyı
Atarım bir uçurumda
Bir kadının elinde Ay
Ve suya benzer aşk
Rumuz seni ben öldürdüm habil
Ah kardeşim set'i
Osirisin dört parçalı gövdesi
Göz yaşları nefertit'inin
İşte nil işte dicle
Islandı yırtıldı yüzüm
ben o Cenneten kovulan adamın
Bir kapı gibi sustuğunu gördüm
Kaça bölündüysem bölündüm
Örneğin ellerim amipten kum
(S)atar damarımdan ölümüm
Kör bir taşın çarptığı züleyha
Bir şiirden çıkıp
Saçların yüzüme değiyor
Uzun bir cümlenin arkasında hep
Ruhsuz bir bedeni asıyor kadın
Bir pencere uzun bir gecenin eşiğinde duruyor
Ve her oda
Susmasını biliyor
Ben ve eski masal
Bir siyah bir beyaz
İlk önce sen konuş
Bütün görkemli yalnızlığınla
Masanın konuştığu mum
Yüzüme bak arada
Hiç alakası yokken sus
Sus
Kendi ektiğin rüzgara ağlama
Dedim ya
Ne sinayı bilrim
Ne hirayı
Ben kendimi bildim bileli ölürüm
Şimdi
Bu benim dediğim
Saçlarında siyah yürüdüğüm
İşgale açık öznemde
Tek bir noktadır sevdiğim...
yüreği evren şair susma şair konuş.. ben seni bilirim okudukça. üstüm başım şiir dolaştıkça satırlarında. tüm yaşanmışlıkların en uç noktasında kutsallığına adanır sözler sevdanın.
ve haklıydın şair..insan sürekli ölmekte.. ölüyoruz soluk aldıkça evrende, yavaş yavaş..
siz yazın sevgili Cumali Çorbacı..biz okuyalım her daim keyifle..
tebriklerim çok..
güzel bir giriş, gelişme ve harika bir final öznesi noktası yerinde👍👍👍👍👍
kutlarım şair👍👍👍👍
bildiğinden ötesi yok
bildiği ;duyduğu
kokladığı yaşadığı özneli tümcelerde..
çokca şiir
paylaşıma teşekkürlerimle saygılar